eternal sunshine | stevetony bromance [AU]

↱ninety five

• • •

Şiddetli bir rüzgar, öğrencilerin fısıltılarla konuştuğu sınıfın pencerelerinin arkasında gürlüyor, ağaç dallarına çarpıyor ve yeşil yapraklara vuruyordu.

O rüzgarı seyrederken dersin bitmesi için dakika sayan Jeniffer yanına oturmuş uzun saçlı oğlanın sıkıntıdan ders kitabının yapraklarını katlayıp şekiller oluşturmasına ilgisizce göz attı. Bucky'nin kendisine oyalanacak bir şey bulduğu için sesi çıkmıyordu ancak Jeniffer sürekli oflayıp puflayarak sırasında hareket ediyordu. Bucky onu birkaç kez masayı kıpırdatmaması için uyarsa da sonunda söylemekten bıkmış olacak ki vazgeçmişti. Bir başka sayfayı daha kıvırırken Jeniffer gözlerini kısarak izledi. "Hâlâ o kitaba ihtiyacın var, biliyorsun-"

"Hayır, kesinlikle yok Jen." Bucky sayfayı iyice kıvırıp ucunu kitabın arasına sıkıştırdı.

Öğrencilerin fısıltılarını susturmak için ayaklanan öğretmenin sesiyle bir an gürültüler kesildi ve sessizlik sınıfa hakim oldu. Sinirlendiğinde pek güler yüzünü gösteremeyen öğretmenin tersine kimse gitmek istemediği için, bunu sağlaması öğretmen için kolay olmuştu. Kadın gömleğinin önünü düzeltti. "Hepinizi haftaya verilecek ödev için gruplara ayıracağım..."

Konuşurken Bucky bu derste birlikte olmasına rağmen kendisiyle gerçekten hayatının sonuna kadar konuşmamaya yeminliymiş gibi davranan Sam ile grup olamayacağını biliyordu. Bu yüzden Jen'e göz ucuyla baktı. "Ortağın var mı?"

"Şu anlık hayır." Jen ifadesizce kafasını iki yana salladı.

"Artık ortağız." ve Bucky bir başka sayfayı daha kıvırdı, oluşturduğu desen gittikçe belirginleşiyordu.

"Bana fark etmez." Jen yan gülüşüyle omuz silkerken Bucky bu konuyu da hallettiğine sevinmiş halde önüne döndü. Gruplara ayırmadan önce öğretmenden izin istemek için elini kaldırdı.

Kadın ona onaylayan bir işaret verdiğinde konuşmaya başlamıştı. "Ben Jen-iffer ile anlaştım. Ödevimi onunla beraber yapacağım-"

"Kendinize ödevinizde eşlik edecek birini bulmanız hoş Bay Barnes ama ders kitabınıza yaptığınız rezilliği düzeltmediğiniz sürece benden onay alamazsınız." kadın ifadesizliğini korurken Bucky'nin eli hızlıca düştü. Kitabın sayfalarını küfrederek alelacele eski haline getirirken öğretmen sınıfa bakınmaya devam ediyordu.

Gözleri orta sıralara oturmuş ve kendisini dinleyen siyahi öğrencide takıldı. Dersinde iyi olduğunu ve önem gösterdiğini biliyordu ancak öğretmen sanıldığı kadar kör veya sağır değildi. "Samuel, seni..." bir süre bakındı ve beyaz saçlarını dağınık atkuyruğuna sıkıştırmış genç kızın üzerinde durdu bakışları. "Magnolia ile eşliyorum. Konunuzu sonradan açıklayacağım..."

Bu sözlerin ardından Sam ve Magnolia birbirine baktı hızlıca, Jeniffer gülerek sırasına kapanırken Bucky kahkahasını bastırmak için büyük bir çaba harcıyordu.

"Ama... ben- ben çoktan partnerimi buldum-" Magnolia hemen söze karıştı fakat öğretmen hafif bir tebessümle onu bölmüştü. "İkiniz en iyi öğrencilerimdensiniz. Beraber yapabileceklerinizi merak ediyorum."

"Ama.... yani- ben- ben çoktan- çoktan söz vermiştim-"

"Eminim ki söz verdiğin kişi kendisine başka partner bulabilir Magnolia. Daha fazla itiraz duymak istemiyorum." gözlerini sınıfta gezdirirken başka öğrencilere bakınmaya başlamıştı.

Sam hemen elini kaldırdı ve konuşmaya başladı. "Ben... ben Bucky ile- yani biz zaten grup olmuştuk-"

"Hayır, ben Jeniffer ile beraberim." Bucky haince sırıtarak arkadaşına baktı, onun yüzünün kırmızıya döneceği zamanları görme fırsatını elinin tersiyle itemezdi. Bunu izlemesi eğlenceli olacaktı.

"Buchanan kendisine partner bulduğuna göre, Magnolia ile eşleşmen için hiçbir sıkıntı göremiyorum Samuel. Daha fazla itiraz ederseniz-"

"Pekala, pekala. Siz nasıl isterseniz. Haftaya o ödevi teslim edeceğiz." Sam sonunda pes etti.

"Lanet olsun..." Magnolia fısıldadı.

Sam ise siyah saçlı arkadaşının güldüğünü ve Jeniffer'la espiriler patlattığını duyabiliyordu. Sinirden ellerini yumruk haline getirirken şansına içten küfür savurdu. Haftaya o ödevi nasıl teslim edeceğini bilmiyordu.

• • •