• • •
Haftanın ikinci gününde klasik kalabalıklığıyla başlamış okulun bahçesi öğrencilerden yavaşça arınmaya başlamıştı. Ders zilinin çalmasına az kalmıştı.
Esmer genç kulaklığını cebine sıkıştırırken sınıfa girdi. Oldukça sıradan ve sıkıcı bir sabah olacağını düşünerek geldiği ilk dersin ne olduğundan habersiz görünüyordu. Birkaç adım attıktan sonra aklına geldiğinde durdu ve sınıfa göz gezdirdi.
Bugün İspanyolca dersi vardı.
Bu farkındalık ile yutkunup bakışlarını ürkekçe gezdirirken onu gördü. Turuncu saçlarının yüzünü kapattığı genç kız, kafasını masasına gömmüş çevresinden kopmuştu adeta.
Tony derin bir nefes alarak onun olduğu sıraya doğru ilerledi. Bir arkasındaki sıra şansına boştu. Genç içinden sevinerek sıraya yavaşça ve genç kıza hissettirmemeye çalışarak yerleştiğinde, çantasını masanın yanına bırakmıştı. Çilli yüzünü ince omuzlarından yarım yamalak görebiliyordu. Çehresindeki cansızlık olduğu gibiydi ancak saçları biraz daha toplu duruyordu. Yine de bakışlarına işlemiş hüznü asla perdeleyemezdi.
Sadece onu izlemeyi sürdürdü. Ders başladığında asla dikkati öğretmenin söylediklerinde değildi, kelimeler kulaklarına değip geçiyor ve zihninin kapılarını aşamıyordu. Genç adama sorsaydınız şu an neden orada olduğunu bile açıklayamazdı.
Dakikalar birbirini kovalarken dersten alakası kopmuş şekilde defterini araladı ve rastgele bir sayfayı yırttı. Elinde salladığı kalemi çevirip düzgünce tuttuğunda kağıda hızlıca karaladı. Ardından bir top haline getirip kızın sırasına doğru attı.
Masasına gömülüp önündeki kitapla fazlasıyla ilgilenen turuncu saçlı kız buruşturulmuş kağıdı gördüğünde önce duraksadı. Belki de yanlışlıkla masasına fırlatılmıştı. Ne taraftan geldiğini de görememişti ve bu yüzden çöp olup olmadığını da anlayamıyordu. Merakına yenik düşerek uyuşuk hareketlerle kağıdı aldı ve açtı.
'Annen için üzgünüm. Çıkışta konuşabilir miyiz?' -Tony.
Hayatının sonuna kadar düşünseydi asla Tony'nin bu kadar ciddi bir not yazacağını tahmin edemezdi. Gencin el yazısını ilk defa gördüğünü fark ederken ne kadar dağınık olduğunu düşündü. Bir gülümseme yüzüne istemsizce yayıldı.
Haftasonu onun için gerçekten berbat geçmişti ve Tony'nin sadece bir notu onu gülümsetmeyi başarabiliyordu. Bunu nasıl yaptığını anlayamıyordu genç kız, sadece ne zaman dudaklarında sıcak bir tebessümün izleri olsa bir şekilde sebebi Tony oluyordu yakın zamanlarda.
Kağıdı yavaşça katladı ve masaya bıraktı. Gülümsemesi dudaklarından silindiğinde ve arkasına döndüğünde genci kendisini izlerken buldu. Bakışlarında teklifini kabul etmesi için adeta yalvaran bir ifade vardı. Göz temasını kesmiyordu.
Genç kız sessizce önüne döndüğünde ve Tony'i cevapsız bıraktığında esmer genç sebepsiz bir heyecan hissetti.
Öğretmen anlatacaklarına ara verip zilin çalacağını söylediğinde öğrenciler hareketlenmişti. Teneffüse birkaç dakika kalmasından yararlanarak Tony yerinden kalktı ve önde oturan genç kızın kulağına doğru eğildi. Dudakları yüzünün mesafesindeydi ve saçlarından yayılan şampuanın kokusuna karışmış hafif bir deodorant kokusunu alabiliyordu.
"Bana cevap vermedin." fısıldayarak sordu ancak sesi sakindi. Genç kız irkildi ve dönüp ona baktığında ne kadar yakınına girmiş olduğunu o zaman anladı.
Burunları neredeyse birbirine değmek üzereyken genç kız şaşırmış görünüyordu. Birkaç dakika bakıştılar; Tony hayranlığını gizlemeden ve Pepper beklemediğini belli eder şekilde bakıyordu. Sonunda gözlerini kaçırıp sırasına döndüğünde kendisini geriye çekmeye çabalamıştı ama pek başarılı olamamıştı.
"Tony..." genç kız emin değildi ve bu çekingenliğinden anlaşılabiliyordu.
"Pepper, sadece konuşmak istiyorum. Seni... tatilden beri görmedim ve..." genç oğlan onun sırasının yanında durup ellerini iki tarafa yerleştirirken hafifçe üzerine doğru eğildi. "En azından bu kadarını yapabiliriz, değil mi?"
Defterine sarılmış kız çantasına uzandığında Tony'nin parfüm kokusunun her tarafına yayıldığını hissedebiliyordu. Kötü olduğunu söyleyemezdi ama bu pozisyonda durmak ona o an için doğru gelmemişti.
Eşyalarını toparlayıp ayaklandığında gence dönüp baktı. "Söz veremem."
Ardından sırt çantasını takarak hızlı adımlarla sınıftan çıkıp gitti.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
Fiksi PenggemarSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]