• • •
Çarşamba gününün ilk dersinin boşluğunda ılık sınıftaki gürültü gayet normaldi. Öğrenciler kendi aralarında konuşuyor ve bazıları şakalaşıp kahkahalar savuruyordu.
Dalgınca yerinde oturan Tony Stark ise... eğer edebiyat öğretmeninin gelmediğini fark etseydi şu ana kadar çoktan sevinçten dört köşe halde sarışın arkadaşıyla takılırdı. Ama derin düşüncelerine öylesine takılmıştı ki çevresinde olup bitenleri pek umursuyormuş gibi görünmüyordu. Steve onu kolundan dürttüğünde fazlasıyla şaşkındı.
"Tony, burada mısın?" çocuğun bakışlarının dikildiği yere baktığında pek spesifik bir şey görememişti. Yeniden dürttü fakat daha sertçe yaptı. "Hey, sana sesleniyorum!"
Kolundaki bastırılan noktanın neredeyse çökeceğini hisseden Tony gözlerini kırpıştırdı ve ona baktı sonunda. Etrafındaki gürültü kulağına yavaşça ulaşıyordu sanki. "Ne var?"
"Ders boş. Edebiyatçı hastalandığı için gelmemiş." Steve onun yüz ifadesini dikkatlice izledi. "Senin şu an sıraya çıkıp tepinmen gerekiyordu, bu kadar sakin olman hiç normal değil."
Tony şaşırtmaya devam ederek sessiz kaldığında düşüncelerine kapılmıştı yeniden. Sadece Pepper'ın kahküllerine parmaklarını uzattığı ve tenini okşayarak ellerinden kayıp giden yumuşacık saç tutamlarını düzelttiği anı düşünüyordu. Sanki bir videoyu sürekli baştan alıp izliyormuş gibi defalarca gözlerinin önüne getiriyor ve aynı anı yaşıyordu. Bunu neden yaptığını bilmiyordu, kızın saçlarına ellerini uzatmak istemiş ve parmaklarını kahküllere daldırmıştı. Alnındaki ve kaşlarının üzerindeki belli belirsiz çillerin kapandığını fark ettiğinde ise kahkülünü o kadar sevemediğini fark etmişti. O çiller Pepper'ın yüzünün en güzel yanlarından biriydi.
Nefesini verirken ne ara genç kızın yüzüne bu kadar hayran olunası yorumlar yaptığını kendisi bile anlamamıştı. Yeniden kolundan dürtüldüğünde düşüncelerini zihninin gerisine ittirmeye çabaladı. Steve kısılmış gözleriyle onun suratını inceliyordu. "Sen beni dinliyor musun?"
Tony hemen onun elini masaya indirdi ve kolunu ovaladı. Artık dürtülen yer ağrımaya başlamıştı. "Steve, bir şey oldu. Ben bir şey yaptım."
"Bucky'nin saçlarını kestim deme, bu kavgayı kaldırabilecek dirence sahip değilim Tony." Steve korkuyla söylendi ki, haksız da sayılmazdı. Eğer kavgaya tutuşurlarsa yaşanacak olayı görebilecek kuvveti kendisinde bulamazdı. Hiç kimse bulamazdı.
"Bucky mi?" Tony hemen ellerini havada salladı sanki onun düşüncesini uzaklaştırmak istercesine. "Hayır, Bucky ile alakalı falan değil." bir nefesi yavaşça içine çekti, buna ihtiyacı vardı. "Ben... yani bilmiyorum..."
"Neden sadece anlatmayı denemiyorsun Tony? Eğer ne olduğunu bilmezsem yardımcı olamam." Steve sorarcasına kaşlarını kaldırdı.
Esmer genç ise arkadaşının bakışları altında parmaklarını birbirine doladı ve nasıl anlatacağını düşündü. Kelimeler dudaklarından zorlukla dökülüyordu. "Bak, benim... ve Pepper'ın İspanyolca dersi aynıymış. Onu derste gördüm ve sırasında uyuyordu. Her neyse... yanına gittiğimde uyandı ve..." Tony ellerini yüzünüm iki yanına kapattığında masaya baktı. "Birden kahküllerini düzeltmeye başladım... yani tatlı görünüyordu Steve ve o an saçlarıyla oynamak istedim..."
Steve gözlerini öyle abartıyla devirdi ki imkanı olsa bu hareketi sonsuza dek yapabilecekmiş gibiydi. İfadesi Tony'nin beklediğinden çok daha farklıydı ve bu esmeri düşündürtmüştü. "Bütün mesele bu muydu?" kafasını iki yana sallayan Steve defterinin arka sayfasını açıp eline kalemini aldı. "Ne var bunda anlamıyorum. Ben de her zaman Sharon'un saçlarıyla oynarım-"
"Çünkü Sharon sevgilin!" ellerini sabır dilenircesine kaldırdı Tony. "Ben daha Pepper ile arkadaş bile değilim. Böyle düşünmem... sadece saçma."
Başladığı çizimine aniden ara veren Steve defterinden kafasını kaldırıp arkadaşına baktı. "Arkadaş olmadığınıza emin misin? Seni sarhoşken bulup bizim yanımıza getiren oydu."
Tony bir şey söylemedi. O geceyi hatırlamıyordu ve umuyordu ki o gece yine kızın önünde bir rezillik çıkarmamıştı.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
Fiksi PenggemarSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]