• • •
Pazartesi sabahı kış soğuklarının geride kaldığını hatırlatan bahar havasıyla güzel bir haftanın başlangıcı olabilirdi ama sarışın genç kız bundan o dakikalarda emin değildi.
Okula geldiklerinde Natasha ile beraber kızıl saçlı genç kızın dolabına yönelmişlerdi doğruca. Sabahın ilk ışıklarında bu kadar dinç olmak Sharon için nadirdi ancak genç kız cuma günün etkisinden çıkamıyordu. Çok güzel bir akşam geçirmişti ve onu ilgiyle dinleyen arkadaşlarına anlatmak keyifliydi. Pepper küçük gülümsemesini yüzünden düşüremiyordu dinledikçe, Natasha ise bilircesine bir sırıtış takınmıştı.
Kızıl saçlı genç kız dolabını açmadan önce pek dikkat etmemişti ama Pepper görmüştü; kızı dolabı açmaması için engellemek istediyse bile başarısız olmuştu. Natasha dolabı açtığı sırada hızlıca geriye çekildi ve Sharon'u da kendisiyle beraber geriye çekmişti. O sırada dolabın kapağı ardına kadar açılmış ve nasıl olduysa içine yerleştirilmiş su balonu Natasha'nın yüzünde patlamıştı.
Balon parçaları genç kızın ıslanmış dolabının içine düşerken Natasha neye uğradığını şaşırmıştı. Islanmış saçlarını yüzünden çekip dolabına bakmak için gözlerini ufakça aralamıştı ve Sharon ile Pepper telaşla onu izliyordu. Birkaç dakika boyunca çevrede sessizlik oluşmuştu, ardından Natasha ıslanmış kitaplarıyla defterlerini alarak dolabı adeta parçalamak ister gibi bütün siniriyle kapatmıştı, ses bütün koridoru arşınlamıştı sanki. O sırada onlara doğru gelen Tony bir an yanlarına uğrayıp uğramamak konusunda kararsızlık yaşadı. Durdu ve Natasha'nın hareketlerini temkinlice izledi. Tony'nin arkasından yetişmeyi başarmış Steve ise biraz nefes nefeseydi, okula geç kalacağı endişesiyle koşturmuştu ancak yetişmeyi başarmıştı. Geldiğinde olanları şaşkınca izlerken en son gördüğü şey Natasha'nın hızlı adımlarla tuvalete gittiğiydi.
Sharon birkaç peçeteyi daha genç kıza uzattı ama Natasha o sırada boynunu kurutmakla meşguldü. Sarışın kız arkadaşının yüzünü kaldırdı ve peçeteyi nazikçe gezdirerek yüzünü bir kez daha kurularken Pepper ise genç kızın kitaplarını kurutmaya çalışıyordu.
"Bunu kim yapmış olabilir ki?" diye sordu usulca turuncu saçlı kız. Derslerini kaçırmışlardo ama pek umursadıkları söylenemezdi.
"Okuldaki herkes Natasha'yı biliyor sanırdım. Görüyorum ki yanılmışım." Sharon mırıldanırken genç kızın yüzünü silmeye devam ediyordu.
Natasha aynada kendisine bakarken okkalı bir küfrü savurdu. Ardından ıslanmış kazağının içine birkaç peçete sıkıştırarak boynunun aşağısını silmeye çabaladı. "Ben kimin yaptığını biliyorum."
Sharon ve Pepper duraksadı. Hatta Sharon yanlışlıkla peçeteyi gözüne bastırdığında Natasha inlemişti. Soruyu soran ise turuncuya kaçan saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştıran genç kız olmuştu, yüzü günden güne soluyordu. "Kim yaptı?"
"Magnolia." nefesini hoflayarak veren Natasha ellerini lavaboya yasladı. Sinirliydi ve genç kızı parçalamak için büyük bir istek duyuyordu ama yaptığı şeyden sonra bunu hak ettiğini düşünüyordu. Bunun geleceğini biliyordu.
Pepper elindeki kitabı lavaboya bıraktığında ıslak yere koyduğunun farkında değildi. Kızıl saçlı kıza yaklaşırken Sharon ise ıslak peçeteleri onun tişörtünün içinden çıkarmaya çalışıyor ancak parçalanıyordu. Bir süre durdu ve elinde tuttuğu peçeteleri sallayarak konuştu. "Magnolia böyle bir şeyi sırf eğlencesine yapacak biri değil. Başka biri-"
"Zaten eğlence olsun diye yapmadı." Natasha Sharon'un peçeteleri çöpe atmasını izlerken konuşuyordu ve sesinin sakin çıkması iki genç kızı da şaşırtmıştı. "Sam'e randevu ayarlama işini biliyorsunuz. Bu cumartesiydi-"
"Ve onun buluşacağı kız Magnolia'ydı. Ama genç kız bunu bilmiyordu." sözlerini Sharon tamamladı. Bir miktar kınama bakışlarında görülebiliyordu.
"Haksız olduğunu düşünmüyorsundur umarım." Pepper kitabı lavabodan alırken en sonunda bir peçeteyle kurulamaya başlamıştı.
"Belki... biraz-"
"Sana sadece bunu yaptığı için şükretmelisin." Sharon sonunda genç kızın tişörtünü çıkartmasını söyledi ve boynuna yapışmış peçete parçalarını alıp çöpe yollarken kızgın bir anne edasıyla konuşuyordu. Kızıl saçlı genç kızın tişörtünü üzerine geçirmesini izlerken eşyalarını Pepper ile beraber toplamaya başlamışlardı. "Nasıl hissetmiş olabilebileceğini düşündün mü? Çünkü ben olsam seni pataklamak isterdim Nat."
Natasha bir an şok içerisinde baktı. Pepper onaylarcasına bir mırıltı saldığında gözlerini devirdi. "O kadar abartılacak bir şey değildi-"
"Nat, kız büyük ihtimalle eğlence malzemesi olarak kullanıldığını düşünüyor. Seni arkadaşı diye biliyor. Üstelik Sam ile buluşturmak? Onun Sam'e olan nefretinin farkındasın." Sharon içini çekerken genç kızın çantasının fermuarını kapattı ve onun sırtına yerleştirdi. "Bu acımasızca."
Bir süre sessiz kalmış Natasha düşünceli görünüyordu. Pepper o zaman genç kızın yaptığı şeyi bu kadar etraflıca düşünmediğine ikna olmuştu. Onun saçlarını kulaklarının arkasına sıkıştırmasını izledi.
"Aslında eğlencelik malzeme olsun diye yapmamıştık- en azından ben yapmamıştım." dudaklarını suçlulukla dişleyen Natasha Sharon'a baktı. "Bir an için aralarının düzelebileceğine inanmıştım."
"Gerçekten bunu nasıl düşünmüş olabilirsin ki?" sarışın kız gözlerini pörtleterek ona baktığında arkadaşı eliyle diğer genç kızı göstermişti. "Pepper ile Tony şu an çıkıyorsa eğer, her şey mümkün olabilir."
"Tanrı aşkına..." Sharon başka bir şey söylemedi ve yarım saat sonra lavabodan çıktıklarında derslerine gittiler.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanficSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]