↱ seventy six

50 8 10
                                    

• • •

Hava karardıkça soğumuş rüzgar bahçedeki ağaçların yapraklarını sallandırıyor, çıkan hışırtılar ise gecenin içindeki seslere karışıyordu.

Bahçeden ilerleyerek kapıdan içeriye adımlamış genç kızın turuncu saçları kalın dalgalarla şekillendirilip aralarına örgüler serpiştirilmişti ve kahkülleri de yanlara ayrıştırılarak alnının bir kısmını açıkta bırakmıştı. Hafif makyajı, lacivert tonlarındaki kloş etekli ve sırtını saran şeritlerin olduğu dekolteli elbisesiyle adeta nefes kesici görünüyordu. Çantasına yasladığı parmaklarını partide çalınan şarkıya uygun şekilde birkaç kez ritimle vurdu. Parlatıcı sürülmüş dudaklarınde belli belirsiz bir tebessüm vardı.

Pietro onun yanına geldiğinde bir centilmen edasıyla genç kızın koluna girdi ve Pepper gülümsedi. Wanda'nın yanına gittiklerinde kahve saçlarının hafif dağıldığı genç kız hayranlık dolu bakışlarla onu süzerken öte yandan hediyesini kabul ediyordu. Bir süre konuştular ve gülüşmeler havada uçuştu. Pepper kıkırdayarak muhabbetlerine katılırken kendisini izleyen bir çift gözden habersiz gibiydi.

Tony heyecandan avuç içlerinin terlediğini hissetti. Bu iyiye işaret değildi ve şu an kesinlikle bir temiz hava alma ihtiyacıyla tutuşuyordu. Adımları doğruca bahçeye yöneldiğinde Pepper'la karşılaşacağı anı düşündü ve bu midesinde bir takım şeylerin hareketlenmesini sağladı. Şiddetle umuyordu ki kusmazdı.

Pepper Pietro'nun omzunun gerisinden onu gördü ve yanına gitmesi gerektiğini düşündü. Genç adamın silüeti hafifçe karanlığa karışmaya başlamıştı. Gözden kaybetmeden Pietro ile Wanda'ya son kez doğum günü dileklerini iletti ve bahçe kapısına ilerledi.

Ayağındaki kısa topukluların rahatlığı işine geliyordu. Bahçedeki kısacık çimler üzerinde yürürken içi acısa da durmadı. Tony'i sakince takip etti. En azından sakin göründüğünü düşündü çünkü aslında heyecandan bayılmak üzereydi.

Birkaç dakika sonra Tony durduğunda bir anlık refleksle arkasını döndü ve onu gördü.

"Beni... mi takip ediyordun?" tek kaşını kaldırarak sordu.

"Galiba öyle yapıyormuşum." Pepper güldü ve omuzlarını silkti. Uzun zamandan beri ilk defa bu kadar neşeli görünüyordu.

"Partiye geç kaldın." elini nereye koyacağını bilemediği için yeniden pantolonunun ceplerine  sıkıştırdı. Tony. "Etkili bir giriş yapmak istediysen... eh, başarılı oldun."

Pepper saçlarının diplerini hafifçe kaşırken ona yavaş adımlarla yaklaşıyordu. "Dikkatini çekmeyi başardım."

"Sen her zaman dikkatimi çekmeyi başarıyorsun." genç bunu söylerken aslında tam olarak farkında değildi ama umursadığı da söylenemezdi. Ona olan duygularını dile getirmekten utanıp sıkılmıyordu.

Pepper bir an şaşkın göründü, beklemediği belliydi. Ancak şaşkınlığının yersiz olduğunu anlamış olmalıydı ki kafasını eğip ayakkabılarına baktı ve hafifçe dudaklarını dişledi.

"Çok güzel görünüyorsun..." Tony ona bir adım daha attığında gittikçe aralarındaki mesafe kapanıyordu. "Hayal ettiğimden daha güzel hem de."

"Teşekkür ederim." diye mırıldanan Pepper bu sefer onun yaklaştığını fark etti. Kafasını kaldırmış onun yüzüne bakarken gözlerindeki yansımasını görebilecek kadar yakınına gelmesini bekledi.

Sessizlikleri şimdi daha çok anlamlıydı. Pepper ellerini çantasının üzerinden çekerken ve onun bileklerine uzanırken Tony genç kızın hafif rüzgarla savrulup yüzüne çarpan saçlarını geriye çekti. Elleri titriyordu ve Pepper bunu fark etmişti. Parmaklarını onun soğumuş ellerinin üzerine yerleştirip indirdi.

"Seni seviyorum." dudaklarından dökülen sözcükler Tony'nin donakalmasına sebep olurken genç kız bunu beklediğini belirtircesine gülümsedi.

Ardından ayak uçlarında yükseldi hafifçe ve onun dudaklarına uzandı. Yumuşak bir baskı esmer oğlanın başını döndürdü. Bu anın gerçek olduğuna inanamıyordu ama Pepper'ın saçlarının arasından ellerini geçirirken, beline kolunu sararken ve elbisesinin dekoltesinden açıkta kalmış teninde parmak uçlarını gezdirirken oldukça gerçekti.

Öpücüğüne karşılık verdi. Genç kızın çekingen öpüşünün aksine tutkuyla ve ihtiyaçla öpüyordu. Bedenini kendisine bastırırken saçlarını tutan tokaları birer birer çıkarıp çimlerin üzerine attı. Beline kollarını sıkıca sardı ve öpmeye devam etti. Ne kadar sürerse sürsün dudaklarına doyamayacakmış gibi hissediyordu.

Nefesi kesildiğinde ilk ayrılan kişi Pepper olmuştu. Gözlerini yavaşça araladı ve ona baktı. Ne diyeceğini bilememişti, sadece gözlerinin içine bakmak o an için yapılacak en iyi şeymiş gibi görünmüştü.

Tony nefesini rahatlar gibi verdi ve genç kızın yanağını okşadı. "Bu an için ne kadar beklediğimi tahmin bile edemezsin."

"Emin olmam gereken şeyler vardı..." genç kız mırıldandı.

"Lütfen artık emin olduğunu söyle." Tony nefes nefese ona bakarken dudaklarını yeniden onun dudaklarına bastırdı ve yeniden öpüştüler.

Genç kıza sarılırken ve bu sefer saçlarını çektiği boynunu tutkuyla öperken Pepper kulağına fısıldadı.

"Sana karşı koyamıyorum Anthony Stark."

• • •

eternal sunshine | stevetony bromance [AU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin