↱eighty one

51 11 10
                                    

• • •

Haftanın ortasında serin bir rüzgar yine kendisini belli etmiş, bahar havasını hafifletmişti.

Bu rüzgardan dolayı ceket giymek zorunda kalmış siyah saçlı genç arkadaşına baktı. Elinde tuttuğu notlara fazlasıyla odaklanmış görünmesine de ayrı şaşkındı ama belli etmemeye çabalıyordu. "Hadi ama Sam! Bak, kız çok güzel ve tatlı-"

"O kadar beğendiysen sen git buluşmaya o zaman." Sam sonunda bıkkınca onu cevapladığında defteri masaya fırlattı. "Düş artık yakamdan Bucky."

"İlk olarak benim sevgilim var," Bucky elini kaldırıp hayretle onu cevaplarken oldukça ciddi görünüyordu. "İkincisi, aramızda sevgilisi olmayan tek kişi Pietro ve sensin-"

"Pekala, ben sıramı Pietro'ya devrediyorum." Sam pes eder gibi ellerini kaldırdı. Arkadaşının söylemlerinden sıkılmıştı artık, her gün başının eti aynı şeylerle yenip duruyordu.

"Geç kaldın. Karar verildi. Kader bu buluşmayı ayarladı-"

Siyahi oğlan defteri onun kafasına geçirmemek için bir savaş verirken sinirle nefesini verdi. "Neden benim saplığım sizi bu kadar ilgilendiriyor? Bekarlık sultanlıktır ve ben bu sultanlığı yaşamak istiyorum."

"Bekarlık sultanlıktır diyen her kimse daha aşkı tatmamış demektir." Bucky biraz bilgece bir edayla söylemişti ama bu sadece karşısındaki genci daha çok sinirlendirmişti.

"Siktir git Bucky." defterini masadan kaptığı gibi oradan uzaklaşacakken Bucky onun kolunu mengene gibi kavradı.

"Çoktan kıza haber verip geleceğini söyledik! Bunu yapamazsın-"

"NE SİKİME BENİM YERİME BAŞKASINA RANDEVU SÖZÜ VERİYORSUN SEN?" hiddetli bir bağırış çevresindeki insanların dikkatlerini üzerine çekmişti, Sam bunun farkında gibi görünmüyordu çünkü öyle öfkeliydi ki gözü siyah saçlı gençten başkasını görmüyordu.

"Bağırarak küfretmesen-"

"Benden ne yapmamı bekliyordun!" Sam yine bağırmıştı ancak bir önceki kadar şiddetli değildi. "Neden bilmediğim birine benim adıma söz veriyorsun sen? Benim bekarlığm seni mi çıldırttı?"

Arkadaşının deli öfkesine gülmemek için zor duran Bucky biraz suçlu bir ifade takındı. Hâlâ kolunu sıkıca tutuyordu. "Eğer seni bekleseydik bu randevu asla olmazdı-"

"SENDEN LANET OLASICA RANDEVUYU AYARLAMANI İSTEYEN KİMDİ GERİ ZEKALI?" Sam yine kendisini tutamadan haykırdığında Bucky'nin dudakları titredi ama kontrolü kaybetmedi. Gülmeyecekti. Ciddiyetini korumalıydı.

"Abartıyorsun. Sadece biraz takılacaksınız ve birbiriniz hakkında konuşacaksınız. En fazla arkadaş olursunuz Sam. Kız gerçekten iyi biri ve senin seveceğine de eminim-"

"Çünkü ben adını dahi bilmediğim insanlara arkadaşlık edecek bir ev hayvanıyım, değil mi?" elinin tersiyle geçirmemek için bir nefesi içine çeken Sam onun kolundan kurtulmak için debelendi ama nafileydi. "Kolumu bırak yoksa bir daha o küçük Bucky'ciğini göremezsin." diyerek bacak arasını işaret etti.

Bucky anında bıraktı. "Ne kadar acımasızsın..."

"Sen başlattın."

Ardından büyük bir öfkeyle onun yanından uzaklaştı. Uzun saçlı genci tokatlamak istiyordu ama artık yemişti haltı bir kere. O randevuya gitmek zorundaydı. Nefesini oflayarak verirken lanetler ve küfürler savurarak kafeden ayrıldı.

• • •

eternal sunshine | stevetony bromance [AU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin