↱ eighty five

48 12 12
                                    

• • •

Akşamın serin esintisi altında atılan çığlıklar, futbol sahasındaki oyuncuların kulaklarını çınlatıyordu adeta.

Oyuncular arasından hızlıca sıyrılan sarışın genç koşarak soyunma odasına gittiğinde heyecandan terli olan vücudunun daha da terlediğini hissediyordu. Doğruca odaya gitti ve ona seslenen diğer takım arkadaşlarını görmezden geldi. Maç boyunca tribünlere bakabildiği kadar bakmıştı ve maç ara verdiği zaman yeniden gözü kaydığında orada olduğunu görmüştü. Sharon, en arka sıralardan birinde Rhodes'un yanına oturmuştu. Sahada gözlerini heyecanla gezdirdiği sırada Rhodes Steve'in bakışlarını fark etmiş ve genç kıza haber verdiğinde Sharon çekingence el sallamakla yetinmişti. Steve o andan itibaren heyecan sarhoşu olmuş ve maçın devamında ne oynadığını bile anlayamamıştı. Ama sonuç olarak maçı güzel bir farkla kazanmayı başarmışlardı ve bu heyecanını daha da körüklemişti.

Sharon ise tribünlerden inip yanına gitmeye hamle etmişti ki soyunma odasının bulunduğu koridora girdiğinde onu durduran kişi Pietro oldu. Maçın kazanılmasına rağmen istediği kadar sayı yapamadığı için keyifsiz genç terli haline rağmen genç kızı omuzlarından tutup koridordan çıkardı.

"Maçtan sonra soyunma odasının kapısının önüne gidilebileceğini düşündün mü gerçekten?" Pietro kafasını iki yana salladı. "Onları daha önce hiç maçın ardından görmedin değil mi?"

"Steve'in yanına gitmek istemiştim." Sharon mırıldandığında Pietro onu tribünlere göndermedi ve sahanın otoparka bakan kapısına yönlendirdi.

"Büyük ihtimalle Steve de seni görmek istiyor, o yüzden direkt soyunma odasına gitti. Ben onu çağırırım, sen burada bekle." ardından genç kıza bütün keyifsizliğine rağmen gülümsedi ve koşturarak sahaya geri döndü.

Sharon hırkasının ceplerine ellerini yerleştirdi ve genci beklerken delice düşünmeye başladı. Kendisine engel olamamış ve eninde sonunda maça gelmişti. Affedici biriydi ve Steve onunla o gün konuştuğundan beri kafasından atamıyordu. Hatta biraz uzattığı için suçlu bile hissetmişti ama günün sonunda kendisini maçta bulmuştu. Onu izlerken heyecanlanmıştı, maç için oğlanın ne kadar stresli olduğunu ve ne kadar çok kazanmak istediğini biliyordu.

Bir an düşüncelerinden sıyrıldı, kafasını kaldırdığı gibi kapıdan çıkan sarışın genci gördü. Yeni duş aldığını saçlarının ıslaklığından anlamıştı. "Steve."

Sarışın oğlan hızlı adımlarla ona doğru ilerlerken kalbinin her an ellerine düşeceğinden korkuyordu. Genç kızın kendisine gözlerindeki meraklı ışıltılarla baktığını görmek, kalbinin ritmini olabilecekmiş gibi daha da hızlandırmıştı. Yeniden dudaklarını araladığında bir anda fikrini değiştirdi ve bir şey demesine gerek bırakmadan kollarını ona sardığı gibi aradaki mesafeleri kapattı. Soğuk ve nemli dudaklarını onun dudaklarına bir ihtiyaçla bastırdı, kollarını genç kızın bedenine doladı ve nazikçe onu öpmeye başladı. Ona sarılmak, yeniden saçlarının arasında ellerini gezdirmek istiyordu.

Dudakları ahenk içerisinde hareket etti ve Sharon önce şaşkınlıkla inledi ama sonradan onun öpüşüne karşılık verdi. Kollarını boynuna sardı ve ellerini kısacık saçların arasından geçirdi. Parmaklarının arasında tutamların ıslaklığını hissedebiliyordu. Dudaklarında heyecanlı öpücükler, belinde sıcacık kollar ve bedeninin yaslandığı gergin kaslar. Genç onun dudaklarından ayrıldığında bu sefer sıkıca sarıldı sanki bir daha bırakmak istemezmiş gibi. Yüzünü boynuna gömdü, kokusunu tekrardan içine çekti. Bu gece onu tribünde görmenin kendisi için ne kadar değerli olduğunu anlatamazdı. Hareketleriyle ve öpücükleriyle dile getirmek onun için en iyi yol gibi görünmüştü.

eternal sunshine | stevetony bromance [AU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin