↱fifty seven

61 11 7
                                    

• • •

Akşamüstünün buğulu güneşi otelin kafesini turuncu ve sarı renklere boğmuştu. Gökyüzü renk paleti gibiydi adeta.

Bu kafedeki masalardan birine oturmuş esmer genç ise sabahki yürüyüşten oldukça mutlu bir şekilde dönmüştü. Pepper sarışın arkadaşının yanına gideceğini söyleyerek ondan ayrıldığında Tony doğruca Steve'e koşturmuştu.

Bu kadar mutlu olması mümkün müydü bilemiyordu. Sadece gülümsüyor ve Steve'in varlığını unutmuş gibi hülyalı bakışlarını etrafında gezdiriyordu. "Steve, bilmiyorum. Onunla vakit geçirmeyi seviyorum. Çok eğlenceli ve..."

Sarışın oğlan sırıttı. Masadaki yuvarlak kül tablasını döndürürken öne doğru eğilmişti. "Anladık Stark. Ona deliler gibi aşıksın. Sevgi pıtırcığına dönüşmüşsün. Onsuz bir an bile yapamıyorsun."

Kül tablasını parmaklarıyla çevirişini izleyen Tony elini yanağına yasladı. Masayı aydınlatan turunculaşmış gökyüzü kendisine Pepper'ın saçlarını anımsatmıştı. "Belki de öyledir. Sadece... onunla birlikte olmak istiyorum. Yanımda olsun istiyorum." bir an gülümsemesi titrer gibi oldu. "Genelde yanımdaki kızlar pek böyle davranmıyor. Ama o sanki benim yakışıklılığımı önemsemiyor. Benimle ben olduğum için zaman geçiriyor. Espirilerime gülüyor, benimle dalga geçiyor..."

Gözlerini hafifçe kısan Steve ellerini havaya kaldırdı. "Dalga geçmesinin neden bu kadar önemli olduğunu anlayamadım? Bucky bunu sana her zaman yapıyor."

"Bucky ile Pepper bir mi?" Tony oturduğu sandalyede kıpırdandı ve yerinde dikleşti. Heyecanlı hissediyordu. "Ondan hoşlanıyorum sanırım. Buna ne deniyorsa artık."

Gülümsemesi genişlemiş sarışın genç arkadaşının ifadesini inceledi. Onu daha önce bu kadar bir duygusunun peşinden koşturmuş halde gördüğünü hatırlamıyordu. Genelde alaycılığıyla duygularını saklamakta ustaydı ama şu an hissettiklerini açığa çıkarmak istiyordu. Pepper ile konuşabilecek kadar cesaretlenmişti.

"Onu gerçekten seviyorsun değil mi?" gülerek demir masanın zeminini inceledi. "Gerçekten bu günleri göreceğimi düşünmemiştim. Pepper senden o kadar iğreniyormuş gibi görünüyordu ki..."

Bu sözleriyle esmer genç bir an duraksadı. Kendi duyguları konusunda oldukça emindi ancak bu genç kızın ne hissettiği hakkında ona hiçbir ipucu vermiyordu. Onun kendisine olan tavırları oldukça arkadaşçaydı ve Tony asla bu duygunun varlığını hissedememişti.

Yüzündeki gülümseme hızlıca silindi ve karşısındaki arkadaşına baktı. "Ya... ya benden hoşlanmıyorsa?"

Steve yüzünü buruşturdu ve sanki dünya üzerindeki en saçma şeyi söylemiş gibi baktı. "Saçmalama. Öyle olsaydı seninle vakit geçirmezdi veya... bunu belli ederdi."

Parmaklarını masaya vuran Tony kafasını iki yana salladı, artık mutluluğu korkusuyla yerle bir olmuştu. "Anlamıyorsun..."

Ve o an kafasına dank etti.

"Galiba beni arkadaş olarak görüyor."

• • •

eternal sunshine | stevetony bromance [AU]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin