• • •
Okulun ara tatil vermesine kalan haftaları aklından sayarken Tony, haftasonu yağan karın hala etkili olduğunu okulun bahçesinde görebiliyordu. Ağaçların yapraklarını doldurmuş kar taneleri her tarafı beyaza boyamıştı.
Yanında yürüyen sarışın oğlan sayesinde artık okula zamanında geldiğine inanası gelmiyordu ama tam olarak bu olmuştu işte. Steve her sabah onun evinin önüne gelip telefondan defalarca arıyor, uyanmadığını düşündüğünde sonunda camına küçük taşlar atarak uyanana kadar rahat bırakmıyordu. Bir sabah Tony'nin annesi cama taş atarken yakalamasına rağmen Steve'e gülümsemiş, Steve taşları hemen yere fırlatarak ona da aynı ışıltılı gülümsemeyi sunup ellerini arkasında birleştirmişti. Yine de bu genç adamı taş atmaktan alıkoymamıştı.
Bu sabah yine bu şekilde uyanan Tony uyku sersemi camı açıp Steve'e doğru küfrederek bağırmıştı. Sonunda yola çıktıklarında ve yürüyerek okula geldiklerinde Tony açılmıştı ama bağırarak ettiği küfürler annesini kızdırmıştı elbette.
"Ne olduğunu anlatmak için can attığını biliyorum Aurora." Tony ilerlediği taşlı yolu izlerken Steve sırıtmasını bastırmaya çalışıyordu ama başarılı olduğu söylenemezdi.
"Sharon'u... öptüm." Steve heyecanla bir nefesi içine çekti. "Yani daha doğrusu o beni öptü ama-"
Sözlerini tamamlayamadan Tony yerinde sevinçle zıpladı ve hemen Steve'in boynuna atlayıp yanağına sulu bir öpücük kondurdu. Ardından kolları arasında genç adamın kafasını sıkıştırıp küçük bir çocuk gibi saçlarını karıştırmaya ve kahkahalar savurmaya başladı. "İşte bu Steven! İşte benim arkadaşım! Bunu yapabileceğini biliyordum!"
Saçlarını karıştırmaya devam ederken bu sefer alnını yüzünü sıktığını bilmesine rağmen öptü ve onu arkasında bırakarak okul binasına doğru koşmaya başladı. Steve onun bu hareketlerinden sonunda kurtulduğunda yüzünü sildi ve saçlarını düzeltti. "Bu kadar sevineceğini bilsem Sharon'a daha erken açılmayı denerdim."
Okul binasına sakin adımlarla girdiğinde Tony'i gözleriyle kalabalığın içerisinde aradı. Koridorun sonunda, Sam ve Bucky ile beraber konuşurken görmüştü. Hızlıca onların yanına gitti. Rhodes'ın nerede olduğunu sormaya hazırlanıyordu ki Bucky'nin uzun saçlarını ellerine alıp oynayan Tony'nin kelimeleri onu engelledi.
"Bil bakalım bizim minik uyuyan güzelimiz ne yapmış Buchanan?" diye sordu hafif tizleştirdiği sesiyle. Onun diğer tarafında ellerini bol ceketinin ceplerinde oynatan Sam tek kaşını kaldırarak Steve'i süzdü. "Gerçekten minikmiş."
Bu dediğini kimse umursamazken Bucky uyku sersemi neyden bahsedildiğini bile anlamıyordu. Kocaman esneyerek kapattığı dolaba sırtını yasladığında saçlarının Tony'nin parmakları arasında oyuncak olduğunun farkında değildi. "Daha uyanamamışken Steve'in ne yaptığını neden bana soruyorsun?"
"Bence Steve bize söyleyebilir." Sam arkadaşına merakla baktığında sarışın genç hala büyükçe sırıtıyordu ve bu diğerlerine iyi şeyler olduğunun sinyalini vermişti.
"Hadi Steven, anlat onlara." Tony gururla gülümsediğinde Steve hala neden bu kadar sevindiğini anlayabilmiş değildi. Gülmekle yetindi.
"Sharon ile konuştum ve... sanırım çıkıyoruz?"
Üçlünün üzerinde gözlerini gezdirdi. Tony'nin yüzündeki ifade değişmemiş, aksine genç daha da sevinerek Bucky'nin uzun saçlarına doladığı parmaklarıyla omzunu hafifçe okşamıştı. Sam güldü ve onunla ellerini tokuştururken olayı yeni idrak eden Bucky hemen doğrulup arkadaşına baktı. "Ne?"
"Duydun işte. Bir daha söylemem." Steve koca omuzlarını silktiğinde Tony bir kahkaha daha patlattı.
Derince nefesi içine çektiğinde saçlarına dolanmış parmakları fark etmişti ve hemen ellerini Tony'nin bileklerine sararak bırakması için debelenmeye başlamıştı. "Cebim yetmiyor saçlarıma da dadanıyorsun!"
Tony onun saçlarını hafifçe çekiştirdiğinde ve bundan zevk alırcasına güldüğünde Bucky sinirle bileklerini sıkıp ayağına vurdu. "Saçlarımı bırak lanet olası!"
"Bu saçlarına kaç saat bakım yapıyorsun Barnes, söylesene." bu sefer daha sert çekiştirdiğinde Bucky okkalı bir küfrü savurarak bacağının aynı noktasına bir kez daha vurdu.
Sonunda Steve dayanamadı ve onların arasına girerek Tony'nin ellerini Bucky'nin saçlarından uzaklaştırdığında nelerin döndüğünü ve neden Bucky'nin bu olaya böyle tepki verdiğini anlayamıyordu. Kafasını fazla yormadan derse gitmek için yanlarından ayrıldı.
Tony ise saçlarını çekiştirdiği oğlandan kıçını kurtarmak adına çoktan topuklamıştı.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanfictionSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]