• • •
Tatilin ilk haftası, havalar gittikçe soğuduğu için isyanlarda olan Steve'le açılmıştı ve Sharon erkek arkadaşının söylenmelerini dinlerken, uzandığı yerde kıpırdanıp rahat bir pozisyon bulmaya çabaladı.
Bütün gün teyzesiyle alışveriş merkezinin içine koşturmuş, ardından eve geldiğinde annesine teyzelerine hazırladığı yemekler için yardım edip yeğenleriyle oynamıştı. Oldukça yorucu olduğunu belinin ağrımasından anlayabiliyordu genç kız. Arka bahçedeki ağaç evin içine serdiği koca kilimin bir köşesine uzanmışken öylesine mayışmıştı ki en son Steve'in ne dediğini bile anlamamıştı.
"Soğuğu sevmediğimi söylemiş miydim?" Steve onun parmaklarını avcuna alıp oynarken nefesini verdi. Genç kızın yorgun gözlerini izledi. "Neden bu kadar ruhsuzsun? Sesin pek çıkmıyor."
Sharon omuzlarını silkti. Kafasını sıktığı için açtığı örgülerden dökülmüş tutamlar kilimin üzerine yayılmıştı. "Yorgunum sadece. Bütün gün oradan oraya koşturup durdum." bir nefesi derince içine çekmesiyle göğsü inip kalkan genç kız gözlerini tavana dikti. "Tony ile konuştun mu? Bizimle gelecek mi?"
Steve oturduğu yerde iyice yayılırken parmaklarıyla oynadığı genç kızın sorusuna karşılık ne cevap vereceğini düşündü. Esmer gencin söyledikleri havada kalmıştı ve Steve onun adına kesin bir ithamda bulunarak zor duruma sokmak istemiyordu. Dudaklarını birbirine bastırırken sevgilisinin parmaklarını hafifçe sıktı. "Bilemiyorum, gelmek istemiyor gibi ama düşüneceğini söyledi."
Sarışın kız belli belirsiz gülümsedi, alaycıydı. "Unut sen onu. Böyle dediyse kesin gelmez."
"Nereden biliyorsun?" Steve merakla sorduğunda başka bir ihtimal aklını kurcalıyordu.
"Ne zaman biri böyle cevap verse genelde o işi yapmaz. Örnekleriyle çok karşılaştım." gözlerini oğlana çevirdiğinde düşünceli ifadesini yakaladı. "Ama senin aklını kurcalayan başka bir şey var."
"Nedense Tony'nin geleceğini hissediyorum, desem?" Sharon'un gülümseyişini yakaladığında genç kız kolunun üzerine yatmış, bacaklarını kendine çekmişti. Sıcak kulübenin içerisinde sevgilisiyle konuşurken burnu hafifçe kızarmıştı ve Steve'in söylediklerine ilgiliydi.
"Pekala, senin kuvvetli hislerine güveniyorum ama sanki bunu hissetmen için bir şey olmuş gibi." Sharon onun elini halsizce salladı. "Eğer benden önemli bir şey saklıyorsan Steve..."
"Yani... ne olabilir ki?" Steve çekingence sorduğunda Sharon onu köşeye sıkıştırdığını anlamıştı. Gülümsemesini bastırıp ciddileşmek için çabaladı genç kız. "Bilmem, bana sen söylemelisin."
Gözlerini kaçıran Steve sonunda ağzından baklayı çıkardı. "Bence... bence Tony Pepper'dan hoşlanıyor ve eğer onun da orada olacağını duyarsa bizimle gelecek. Buna yüzde yetmiş beş eminim."
Sarışın kız sevgilisinin ifadesine karşılık güldü, ardından yanağını hafifçe okşadı. "Tahmin etmiştim. Sadece onaylatmam gerekiyordu."
Şaşıran oğlanın ifadesi görülmeye değerdi. "Nasıl? Yani..."
"İspanyolca dersinin çıkışında Pepper'a uğrarken onları gördüm." Sharon yerinde iyice yavru kedi gibi kıvrıldığında gözlerini yavaşça kırpıştırıyordu. "Ayrıca yalnız değilsin. Sanırım ben de Tony'nin geleceğini hissediyorum."
Steve onun saçlarının dalgalarını izlerken yavaşça gözlerini kapatıp yastık gibi kafasının altına yerleştirdiği elinin üzerinde kendisini uykuya teslim etmesini izledi. Yüzü yavaşça ifadesizleştiğinde Steve onun parmaklarını bırakmış, yanına uzanmıştı ve ellerini bu sefer saçlarına daldırırken kokusunu derince içine çekiyordu. Fazla rahatsız etmeden nazikçe kolunu onun beline yerleştirdi ve sıkıca sarıldığında ellerini tutamların arasından geçirmeye devam etti. Ağaç evin tavanındaki çocukça çizimlere bakınırken bunları yapan kişinin Sharon olduğunu ve küçükken yaptığını anlamıştı. Göğsüne iyice sokulan genç kızı kolları arasında sarmalarken bunun düşüncesi onu güldürmüştü.
Saçlarının ışığı kıskandıracak kadar parlak olduğu bu güzel genç kızı ne kadar sevdiğini o anda fark etmişti. Eğlenceliydi, asla onu sıkboğaz etmezdi ve ne zaman sıkıntısı olsa yardım etmek için elinden geleni her daim yapardı. Sessiz ve sıcak bir ortamda onun nefes alışverişlerini dinlemek öylesine huzurluydu ki bir daha asla bunu bulabileceğini sanmıyordu. Saçlarıyla oynamak en sevdiği şeylerden biriydi ve bu sukünet dolu ortamda bunu yaparken kalbinin ısındığını hissedebiliyordu. Genç kız elini ona dolarken ve göğsüne kafasını yaslarken Steve şakağına bir öpücük kondurdu, ardından kilimin yanındaki battaniyeyi alıp üzerlerine örttü. Sessizce tavandaki çizimleri izlemeye devam ederken Sharon'un hayalini düşünceleri arasında gezdirmeyi sürdürdü.
Bu gece hayatındaki en özel gecelerden biriydi.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanfictionSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]