• • •
Buğulu ayın görüntüsü altında serilen koca evin buz kesmiş bahçesi bir insan yığınını ve insan yığınıyla beraber sürüklenmiş çöpleri ağırlıyordu. Evin kapısındaki taşlı yol bile bu çöplerden nasibini almıştı.
O çöpler arasında ilerleyerek evin arka kapısından çıkmaya çalışan Pepper iğrenti dolu bakışlarını etrafında gezdirmekten geri kalmıyordu. Evin içindeki boğucu havadan sıyrılmadan önce Sharon ona merakla nereye gideceğini sormuştu. Maçtan sonra sevgilisinin isteği üzerine bu partiye gelen sarışın kızda belirgin bir panik görülebiliyordu ve onu rahatlatan Steve'in de bunun farkında olduğu ortadaydı. Steve oturduğu koltukta iyice yanına sokulduğu kızın elini tutup bir yandan birasını yudumlarken Pepper ona bahçeye çıkacağını ve hava alacağını söylemişti. Birkaç dakika oyalanıp bahçeye sonunda vardığında Sharon'un artık gülümseyerek Steve ve arkadaşlarıyla sohbet ettiğini görmüştü.
Arka bahçeye çıktığında birkaç öğrencinin gürültülü manzarası onu karşılamış ancak genç kız fazla takılmadan bahçenin bir köşesine gitmek için hareketlenmişti. Geniş bir alana sahip olan bahçenin bu tarafında, çitlerdeki kapı birkaç ağacın arkasına saklanmıştı ve Pepper bunun sebebini merak ederek kapıya ulaştığında kilidinin kırıldığını fark etti. Kapıyı hafifçe ittirip çıktığında merakının onu sürüklediği noktada, elinde tuttuğu koca alkol şişesiyle yere çöküp oturmuş birini görmüştü. Yalnızdı ve sadece başını dizlerine yaslamış, uyuyup uyumadığı belirsizdi.
Kim olduğunu anlayabilmiş değildi, tedirgince birkaç adım attığında spor ayakkabılarını gördü ve bu kişinin kim olduğunu o an seçti. Bu ayakkabıları okulda sadece onun ayağında görmüştü.
"Burada ne yapıyorsun Tony?" Pepper düz sesiyle sordu. Artık meraklı olduğu söylenemezdi.
Kafasını kaldıran esmer genç onu gördüğünde önce kaşlarını çattı. "Sadece... hava almaya çıkmıştım... içerisi çok sıcak..."
Pepper buz gibi havada yere çöken gencin elindeki şişeyi düşürüşünü izlerken içini çekti. İçerisi sıcak olabilirdi ama dışarısı da pek uzun süre boyunca oturulacak gibi değildi. Ama zaten genç adamın ağzı kayık konuşması, her şeyi açıklıyordu. "Sen sarhoş olmuşsun. Bütün şişeyi kendi başına mı bitirdin?"
"Ne olmuş ki? Yapamaz mıyım büyükanne? Yasaları mı çiğnedim yoksa?" Tony kıkırdadı ve Pepper onu bu halde gördüğüne lanet etti. Çocuğu ayık kafayla bile çekemiyorken sarhoş haliyle nasıl baş edeceğini bilmiyordu.
"Şu an kimsenin bunu taktığını sanmıyorum. Ama bu kadar sarhoş olmana gerek var mıydı? Senin asla ayarın yok mu?" kafasını iki yana sallayan genç kız kollarını birbirine doladı. "Her neyse, seni daha fazla sorgulamayacağım. Arkadaşlarına haber versem-"
"Hey... bu... alışık olmadığım bir şey... değil..." yavaşça ayaklanmış genç adam onun bileğini yakaladığında kapıdan içeriye girmesini engellemişti. Pepper onun tutuşuyla durup gencin suratına baktı. Bu anında ne yaptığını bilmediğine emindi. Üstelik avcundaki yapışıklığı bileğinde hissedebiliyordu.
"Pekala. Birilerinin kıçını toparlayıp seni eve götürmesi gerekiyor." çocuğun elinden bileğini nazikçe kurtardığında o yapışkan dokunuştan kurtulduğu için mutluydu. Ama Tony pes etmedi ve bu sefer diğer elini tuttu. "Neden beni bu kadar önemsiyorsun şu an?" genç kızın suratına yaklaşıp gözlerinin içine baktı. "Bana aşık mısın yoksa?"
"Hayır Tony." Pepper gözlerini devirdi ve çocuğun bu havasına ne kadar uyuz olduğunu bir kez daha hatırladı.
Ama Tony ona sadece kafası karışmış bir halde bakıyordu. "O zaman neden? Sen benden nefret edersin. Beni kontrol etmen için diğerleri mi gönderdi?"
Bu sözlerinin üzerine Pepper duraksadı. Nefret güçlü bir kelimeydi ve Pepper ondan sadece bazen fazla rahatsızlık duysa da asla bu kadar şiddetli bir duyguya kapılmamıştı. Aklındaki bütün düşünceler bir anda uçuverdi ve yumuşamış bakışlarını yüzünde gezdirdiği esmer gencin omuzlarına ellerini yerleştirdi. "Tony, senden nefret etmiyorum. Sadece bazen hareketlerin beni rahatsız ediyor ama bu kadar. Seni düzgünce tanıyamadan nefret etmem saçmalık olurdu." gülümsedi yavaşça genç kız, sarhoş olduğunu bildiği genci arkadaşlarına teslim etmesi en iyisiydi. "Ayrıca ben, körkütük sarhoş olmuş birini bu halde sokakta bırakarak arkasını dönüp gidecek kadar vicdansız değilim." koluna girdiği genci sürükleyerek bahçe kapısına götürdü. "Hadi, seni arkadaşlarının yanına götüreyim."
Tony onun yavaşça kendisini yönlendirmesine izin verdi ve genç kızın yüzünü yan profilden izledi. Hokka burnu ve küçük çehresiyle tatlı bir albenisi vardı. İçini kontrolsüzce çekip bakmayı sürdürdüğünde Pepper bunu fark ettiyse bile sadece renk vermedi.
Partinin devam ettiği eve girdiklerinde Steve'in ve arkadaşlarının çevresini sardığı alana onu götürdü. Zar zor yürüttüğü çocuğu onlara emanet ettiğinde yeterince burada bulunduğuna ikna olmuştu. Usulca aralarından ayrıldı ve sessizce oradan uzaklaşıp yavaş adımlarıyla evine doğru yol aldı.
• • •
ŞİMDİ OKUDUĞUN
eternal sunshine | stevetony bromance [AU]
FanficSteve Rogers, sonsuz günışığıyla Tony Stark'ın üzerine parlarken, esmer genç bundan şikayetçiymiş gibi görünmüyordu. [bromance stevetony] [14.08.19]