Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Alec, dakikalar önce, görmezden geldiği arzu dolu bakışlara maruz kalırken, sinirle gülümsedi. Hemen sonrada sessizce soyunma odalarının olduğu kısma doğru yürüdü. Gloria'ın hemen ardında olduğunu bilirken kıyafetlerini çıkartarak duşa girdi. Ilık su bedenini gevşetirken, saniyeler sonra çıplak halde yanına gelen kadının bedenini kullanarak tüm düşüncelerinden sıyrılmaya çalıştı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Sinirli bir şekilde yastıktan kafasını kaldıran Alec, bir türlü susmayan telefonun sesine küfür etmeye başladı. Israrla uyumak için uğraşsa da ne yazık ki, uyumak artık fazlasıyla zordu. Tam kesildi derken tekrar çalan telefona uzandığında ekranı gördüğü an, telefonu açarak bu kez Jace'e sövmeye başladı.
"Siktiğimin bu saatinde neden arıyorsun beni, Jace!"
Bir süre telefonun diğer ucundan ses gelmezken, Alec pes ederek parmağını kapatma ikonunun üzerine getirdi. Tam da o sırada Jace'in sıkkın sesi duyuldu.
"Kulağıma resmen tecavüz ettin, Alec. Ne diye bağırıyorsun! Ayrıca konuşacağına o kıçını hemen yataktan kaldır. Luke, bizi bekliyor."
Alec, derin bir nefes alırken, yatağında doğruldu. Gözleri açılsa da zihni kapalı kalmakta fazla ısrar ediyordu.
"Luke'u da, seni de, Clary de!"
"Niye Clary'de karıştırıyorsun? Onun konumuzla ne alakası var?"
"Bilmem bir alakası vardır mutlaka."
Alec, derin soluklar alıp verirken hangi günde olduklarını düşündü. Anlamasıyla da kükremesi bir oldu.
"Ayrıca biz, bu akşam göreve gitmiyor muyuz? Niye gene horozlarla birlikte uyanıyoruz? Neden yani neden?"
"Bu sorularını Luke'a sakla, Alec. Ayrıca kendine bir taksi çağır ya da otostop çek. Şoförün grevde."
"Seni..."
Alec, küfür etmeye başlayacağı sırada kapanan telefonla, yumruğunu sıktı. Saate baktığında ciddi anlamda ağlamak istiyordu. Saat daha sabahın sekiziydi. Görevleriyse akşam sekizde başlayacaktı. Luke ne bok yemeğe, herkesi on iki saat öncesinden yanına çağırıyordu ki?
Oflayarak yataktan kalkan Alec, Simon'a gelmesi için kısa bir mesaj attı. Jace aklı sıra onu, almaya gelmeyerek cezalandırıyordu. Hatta aramasın diye telefonuna engel atmıştı. Alec ise onu gördüğü ilk yerde becereceğini aklına not ederken, hızlı bir şekilde hazırlanmaya başladı.
