Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Önceki bölüm sonuna ithafen hızlı ama kısa bir bölüm yayınladım. Bakalım nasıl bulacaksınız.
Keyifli okumalar.
〽〽〽
Isabelle, ellerindeki paketleri yere bıraktığında, Magnus'u adamdan uzaklaştırmaya çalıştı. Ama başarılı olamıyordu. Alec, sonunda kendine geldiğinde Magnus'u adamın üzerinden çekebildi. Emilio, kanayan dudağının acısıyla bağırıyordu.
"Bu adamda kim... Resmen aklını kaçırmış."
"Alec, benim..."
Alec, Magnus'un elinin arasındaki çırpınmasını zar zor zapt ederken, onu Isabelle'in odasına soktu.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alec, odaya girer girmez Magnus'u kendinden iterek uzaklaştırdı. Emilio'a tam bir hayvan gibi saldırdığından, gücünü de aynı şekilde betimlemek mümkündü. Öyle ki, onu bir an adamdan uzaklaştıramayacağını bile düşünmüştü. Şimdiyse, karşısında nefes nefese kalmış adamı izlerken, ne demesi gerektiğini bilmiyordu. Gerçekten ne diyebilirdi?
İlaçların bedenini hissiz hale getirmesi yetmiyormuş gibi, düşüncelerini de durduran bir özelliği vardı. Buda sürekli olarak dalgın olmasına sebep oluyordu. Emilio'u eve almasının bir sebebi de buydu. Farkında bile olmadan, Magnus'u incelemeye başlayan Alec, garip bir sessizliğe büründü. Bakışları adamın yeni halinde takılı kalırken, kapının diğer tarafından Emilio'un sesi yükseldi.
"O adamı polise şikayet edeceğim."
"Hiç bir şey yapamazsın. Şimdi toparlan ve çık git buradan. Olur da polislere tek kelime ettiğini öğrenirsem, birde benden dayak yersin! İnan bunu yaparım, benim kim olduğumu bilmiyorsun."
Isabelle'in sesi, Emilio'un sesini bastırırken, Alec adamı umursamadığından önündeki koca bebeğe odaklandı. Farklılığı ilk bakışta dikkatini dağıtsa da ciddi bir şekilde konuştu. Yapması gereken buydu.
"Sen ne yaptığını sanıyorsun?"
Alec'in sesindeki ton normalde Magnus'u korkutuyor olsa da, şu an kendisini hiç olmadığı kadar cesur hissediyordu.
