Mecburiyet

867 99 172
                                    



"Beni annesi mi sanıyor yani?"

"Hayır. Tam olarak öyle değil. Ayrıca bu durum geçici de olabilir. Gözetim altında tutulmalı."

Alec, sinirle adamın elini bıraktığında, yeniden kulağına ulaşan ağlama sesiyle derin bir soluk verdi. Sonrada, ne olduğunu umursamadan odayı terk etti. Böyle bir adamla uğraşması mümkün değildi. Luke'u durumdan haberdar etmeliydi. Belki de patronu insafa gelir ve onu başka bir şekilde cezalandırmaya karar verirdi. 


Alec, koridorda sırtını duvara yaslamış derin derin nefesler alıyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alec, koridorda sırtını duvara yaslamış derin derin nefesler alıyordu. Kulağına hala ismini bilmediği adamın ağlama sesleri dolarken, hastane duvarlarının üzerine üzerine geldiğini hissederek hızla bahçeye çıktı. Bulduğu ilk ağacın önüne geldiğinde, telefonu aceleyle eline aldı. 

Rehberde Luke'un adını bulduktan sonrada aramayı başlattı. Bu işten bir an önce kurtulmalıydı. O adamla uğraşmak istemiyordu. Bunu yapamazdı.

"Ne var, Alec? Adamı konuşturmayı mı başardın?

Luke, konuşmasından saniyeler sonra, kendini tutamamış olacak ki gülmeye başlamıştı. Alec, sinirle telefonu daha sıkı kavrarken, "Sen benimle dalgamı geçiyorsun." diyerek bağırdı. Sesi yüzünden çevredeki hasta yakınlarının ve güvenlik görevlerinin bakışlarını üzerinde hissettiğinde, kulağına yeniden patronunun sesi ulaştı. 

"Olabilir. Neyse, beni aradığına göre sorunun var. Anlat dinliyorum. Ama çabuk ol, işlerim var."

Alec, sakinleşmemiş olsa da senini az önceye göre daha normal tutmayı başardı. 

"Bunu biliyordun değil mi? O adamın normal olmadığını, olamayacağını... O yüzden, bu görevi başıma sardın."

Luke, cevap vermeden tekrar güldüğünde, Alec, boştaki eliyle ağaca yumruk attı. Canı acısa da, o an umursamamıştı. 

"Tam olarak sorunu hala söylemedin."

Alec sinirle dişlerini sıkarken, öfkeyle soludu. "Sorun şu... Adam beni annesi sanıyor. Ağlamak dışında tek kelime bile etmiyor. Benden başkası yaklaştığında çırpınmaya başlıyor. Onu nasıl konuşturma mı bekliyorsun!"

"Alec Lightwood yeteneklerini kullanabilirsin, Alec. Bence bu işi başarırsın."

Sinirden neredeyse gözleri yaşarmaya başlayan Alec, tekrar bağırdı.

"Yapamam. Görevimi değiştirmelisin."

Luke, "Bir dakika düşünüyorum." dedikten bir saniye sonra "Görevini değiştirmiyorum. Bu işi sen yapacaksın." dedi. 

Innocent Poison {MALEC}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin