Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Yaz sıcağından mıdır? Bilmiyorum. Bu defa uzun bir ara verdim gibi hissediyorum. Neyse satır arası yorum yapmayı lütfen unutmayın. Okumak zevkli oluyor ve aynı zamanda yazmaya teşvik ediyor.
Keyifli okumalar ♥
〽〽〽
Magnus, Alec'in kabullenişinin ardından bileklerine kelepçeyi taktı. Canının yanmaması için özel bir ilgi gösterdikten sonra onu iterek yatağa uzanmasını sağladı. Gördüğü görüntü onu şimdiden tahrik etmeye yeterken, tadını çıkarmak için sabırsızlanıyordu.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Magnus, kendini Alec'in kasıklarına konumlandırarak oturduğunda, ellerini altındaki bedenin göğsüne yerleştirdi. Yüzüne doğru yavaşça eğilirken, yaptığı ilk şey kokusunu derince içine çekmek oldu. Bu kokuda her seferinde takılı kalıyor, ama bundan hiç bir şekilde şikayet etmiyordu.
Kabusları, benliği, geçmişi ne olursa olsun, Alec konusunda bir şeyden artık emindi. Eski hislerine sahip olmasa bile, onunla her şekilde sevgiliydi. İstediği gerçek olana dek de ilişkileri devam edecekti.
Magnus karşısında duran kehribar renkli gözlere odaklandığında, bir eli yavaşça aşağı doğru kayarak Alec'in kasık bölgesinin çevresini okşamaya başladı.
"Tahminen ne zaman miyav demeye başlarsın, sevgilim?"
Alec'in bakışları, duydukları karşısında değişirken, tamamen savunmasız halde oluşu Magnus'u asıl tahrik eden şey oldu. Kapana kısılmış bir kurbana benziyordu. Oldukça seksi bir kurban...
"Bilmiyorum. Yapacaklarını düşünürken fazla uzun sürmez gibi geliyor. Biliyorsun... Bedenim sana karşı fazla duyarlı, bebeğim."
Duyduklarıyla alt dudağını ısıran Magnus, Alec'e arsız bir bakış gönderdi.
"Olacakları tahmin edebileceğini sanmıyorum. Ayrıca, benim içinde aynısı geçerli. Tenin beni tamamlayacak, tek şeymiş gibi geliyor"
Magnus konuşurken, kendisini ispat etmek istercesine Alec'e dokunmaya devam ediyordu. Özellikle ezbere bildiğin tahrik olduğu noktaları, ıskalamadan okşarken, Alec'in sıklaşmaya başlayan nefesiyle gülümsedi. Hissettiği zevkle dudaklarını ısıran Alec, derin bir soluk verdiğinde konuştu.
"Hayal gücün hangi ara bu noktaya geldi emin olamıyorum, Magnus. Bu durum korkutucu olmaya başlıyor."
"Geçen seferde söyledim. Temelinde, senin utanmazlığın yatıyor. Ayrıca bu kez korkmamanı söyleyemeyeceğim. Canının yanmayacağı konusunda söz versem de, zevkten de acı çekebilirsin."
