Yansıma

711 60 170
                                    

Şarkı resmen bölüme ilham verdi. Sözlerinin bölümle hiç bir alakası olmasa da, ritmi çok hoş. Neyse bölüme geçelim. Umarım sonunda birilerinin elinde kalmam.

Keyifli okumalar ♥

"Magnus... Neler oluyor?"

"Sadece... Deneye başlıyoruz, güzellik. Umarım diğerlerinden daha dayanıklı çıkarsın."

Magnus, duygulardan arınmış sesiyle konuşurken, Alec, gözlerinin önünde kurtulmak için çırpınıyordu. İçinde bir şey ona zarar vermesine engel olmaya çalışsa da, asıl kimliği olan sadist kişiliği buna izin vermiyordu. Zaten saniyeler içinde de Alec'in bedeninde derin kesikler açmaya başladığında, onun çıkardığı acı dolu seslerden zevk almaya başladı. 

Her kesik, bir diğerini açmak için Magnus'a ilham kanyağı olurken, maruz kaldığını görüntüyle zevkle gülümsüyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Her kesik, bir diğerini açmak için Magnus'a ilham kanyağı olurken, maruz kaldığını görüntüyle zevkle gülümsüyordu. Alec'in ise acıdan ve kaybettiği kandan çoktan gözleri kararmaya başlamıştı. Bedenindeki acının büyüklüğü katlanılması güç bir noktadaydı. Yine de her şeye rağmen dayanıyor ve zihnini bir şekilde açık tutmaya çalışıyordu. 

"Neden?"

Magnus, duyduğu kelimeyle, bakışlarını Alec'in yüzüne odaklandığında, yarı kapalı gözlerini izledi. Hala konuşabiliyor olması aslında şaşırtıcı bir durumdu. Kaybettiği kan miktarının oldukça fazla olduğunu görebiliyordu. Bir çok kurbanının şimdiye dek sesinin kesildiğine çokça kez tanık olmuştu. Bu tepkileriyse Alec'i harika bir kurban yapıyordu.  

"Aslında gayet basit bir açıklaması var, Alec. Ben bir araştırmacıyım, sense küçük bir kobay faresi. Dayanmayı başarırsan, yakında her şey sona erecek. Belki ikimizi de mutlu edecek sona ulaşmayı başarırız."

"Bu... Yine de... Sebebini açıklamıyor. Neden, yapıyorsun?"

Alec, dudağının kenarından süzülmeye başlayan kan damlasıyla son konuşmasını gerçekleştirirken, Magnus, onu bu kez umursamamayı tercih etti. Farelerle konuşmayı genel olarak sevmiyordu. Onların acı dolu çığlıklarını duymak, konuşmalarından çok daha etkiliydi. Bu yüzden de, Alec'in göğsünde yeni bir çizik açmak için harekete geçen Magnus, bir öncekinden daha derin bir yara açtı. 

Alec'in beyaz tenini kaplayan kanın harika rengini izlerken, bu işi neden sevdiğini bir kez daha anladı. Tamamen bu iş için yaratılmış olmalıydı. 

 

Magnus, bedenini saran titremeyle gözlerini araladığında, hızla yerinde doğruldu. Gözlerinin önünde oluşan bölük, pöçük görüntüler korkmasının yanında, kalbinin de deli gibi atmasına sebep oldu. Hala gün ışığı görmekten uzak olan karanlık odada etrafına bakınırken, kabusunu anlamaya çalışıyordu. Anlaması ise neredeyse imkansızdı. Yanaklarındaki ıslaklıkla, ellerini yüzüne yerleştiren Magnus, iç çekerek ağlarken, göz yaşları hızla akmaya devam ediyordu. 

Innocent Poison {MALEC}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin