Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Yastığını alan Alec, Isabelle'in odasına girdiğinde uyuyan bedenin yanına uzandı. Magnus, hissettiği hareketlilikle yan dönerken elini Alec'in göğsüne koydu. Alec, gülümseyerek elini tutarken gözlerini kapattı. Bu şekilde uyuması beklediğinden de kısa sürdü.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Magnus, gözlerini hafifçe aralarken başının aşağı, yukarı hareket ettiğini fark ederek, kaşlarını çattı. Ne olduğuna anlam veremiyordu. Elini bir süre üstünde olduğu şeyin üzerinde gezdirirken, yarı kapalı gözleriyle başını kaldırdı. Alec ile burun buruna gelmek, ilk başta gözlerinin irileşip, korkuyla nefesini tutmasına sebep oldu. Boğazındaki acı her ne kadar azalmış olsa da, hala sızısını hissediyordu. Alec'in davranışları yüzünden, ciddi anlamda büyük bir korku yaşamıştı. O yüzden de hızlıca uzaklaşmak için harekete geçti. Ama bir anda bedenini saran kollar yüzünden, hareket edemedi. Aksine yüzü Alec'in göğsüne daha fazla yapışmıştı.
Burnuna dolan kokunun hoşuna gitmesiyle istemsizce gülümseyen Magnus, elini Alec'in göğsünde gezdirdi. Ondan hala korkuyor olsa da, hala ona bağımlı olduğu bir gerçek vardı. Üstelik hoşuna giden tenin üzerinde parmaklarını gezdirmek onu nedensizce mutlu ediyordu. Bu yüzdende yüzünde gülümseme, ona dokunmayı sürdürdü. Alec'in itiraz eden sesiyse fazla uzun sürmeden odaya doldu.
"Rahat dur, Magnus."
Alec'in mırıltısı emir verir gibi olsa da, Magnus'a bu durum komik geldiğinden dokunmaya devam etti. Çıplak göğsündeki sıcaklıkla ona daha da yanaşmıştı. Alec, bedenindeki dokunuşlarla yan dönerek, Magnus'u daha sıkı sardı. Bir bacağını da, adamın üzerine atarken, ona hareket edecek alan dahi bırakmamıştı.
"Magnus, hareket etmeyi kes. Uyumak istiyorum."
Başını adamın boynuna gömerek gözlerini kapatan Alec, hızla uykusuna geri döndü. Magnus ise boynuna değen nefes yüzünden gıdıklanan teniyle, dudaklarını ısırdı. Alec'in dediklerini net bir şekilde anlamıştı. Bu yüzden de kendini tutmaya çalıştı. Ama bu durum sadece bir kaç dakika sürdü. Kısa süre sonra neşeyle kıkırdamaya başladı.
Alec, kulağına dolan sesle derin derin nefesler alırken sinirlenmeye başlıyordu. Sabahlardan nefret ediyordu. Uyandırılmaktan daha çok nefret ediyordu. Bu yüzden de ilk etapta öfkeyle hareket geçti. Yan dönerek Magnus'u altına aldığında, bedenini bacaklarının arasına sıkıştırdı. Bileklerini tutarak, yatağa bastırırken öfkesini kusmak için hazır görünüyordu.
