Cinnet

992 83 443
                                    

Bölümü okuduktan sonra kime sayarsınız bilmiyorum. Ama okumadan önce derin bir nefes almanızı öneriyorum ♥


"Bunu yapmak istediğini söylediği için yanına getirdim. Belki de işe yarar, Alec."

"Sanmıyorum, Izzy. Magnus, kabus görmemen için beni ilk kez öpmüyor."

Isabelle, alt dudağını ısırarak abisine doğru yaklaştı. Magnus gibi alnını öptükten sonra da, abisinin yanağını sıktı.

"Belki benim öpücük bir işe yarar. İyi geceler, Alec.

"İyi geceler, Izzy."


Alec yavaş yavaş uyanırken, gözünü alan parlak ışıkla, yüzünü buruşturdu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alec yavaş yavaş uyanırken, gözünü alan parlak ışıkla, yüzünü buruşturdu. Göz kapaklarını saniyelik bir zaman dilimde aralasa da, aynı hızla kapatmak zorunda kaldı. Gözlerini açmay, maruz kaldığı ışık yüzünden istemiyordu. Yine de çok geçmeden duyduğu sesler, içindeki merakı körüklemeye yetmişti. Elini yüzüne siper ederek gözlerini araladığında, gördüğü manzara ile nutkunun tutulması bir oldu. Ameliyathaneler de bulunan ışık kaynağının ampulleri söndüğünde, az da olsa rahatladı. Ama bulunduğu yer, dahası kulaklarına dolan ses tüm sinir sistemini çökertmeye yetmişti. 

"Gösteriden memnun kaldın mı, Alec?"

Magnus'un ruhsuz sesi kulaklarına ulaşırken, Alec, sıkkın bir nefes verdi. Artık, ne ve nasıl sorularını sormak dahi istemiyordu. Cevaplardan bir haberdi. Doğruları ne olduğunu bilmiyordu. Sadece buradan kaçıp gitmek istiyordu. Harekete geçeceği sırada, karnına yapılan baskıyla başını eğdi. Bel kısmı, yattığı yatağa bağlanmış, demir bir kemerle sarılıydı. Buda kaçışını imkansız hale getirmeye yetiyordu. 

"Neden sessizsin, Alec? Sıkılmaya başlıyorum."

Alec, duyduğu kelimelere karşılık gözlerini devirirken sessizce başını diğer tarafa çevirdi. Kafası öylesine allak bullak bir haldeydi ki, tek kelime etmek bile istemiyordu. Sadece bekleyecekti. Bu lanet kabus elbet bir son bulacaktı. Bunu daha önce de yaşamıştı. Gerçekliğinin burada bağlı olma ihtimalini, tüm benliğiyle reddediyordu. 

Düşüncelerinin arasında saçlarının sertçe çekilen Alec, acıyla dişlerini sıktı. Magnus, bir eliyle saçını kavrarken, diğer eliyle çenesini tutuyordu. Bu sayede ona bakmaktan şansı kalmıyordu. Hatırladığı masum yüzün, sahibi olan şeytana bakan Alec'in, her bir düşüncesi uyan kelimesini odak noktası haline getirmişti. 

Innocent Poison {MALEC}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin