Ceset

714 55 353
                                    



"Magnus'u bulmuşlar."

Alec ve Isabelle hızla ayaklandıklarında, Alec, Jace'in üzerine yürüdü.

"Sonunda... Neredeymiş? Magnus iyi mi?"

"Onu tam olarak bilmiyorum. Ama yerel polislerin elinde Magnus'a benzer birinin olduğunu söylediler ve birde cesetten bahsediyorlardı.


Evden çıktığı andan itibaren bilinçsizce yürüyen Magnus, nereye gittiğini de, ne yapacağı da bilmiyordu

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Evden çıktığı andan itibaren bilinçsizce yürüyen Magnus, nereye gittiğini de, ne yapacağı da bilmiyordu. Düşüncelerinin onu getirdiği nokta, Alec'den uzak durursa, sevdiği adamı güvende ve hayatta tutacağı olmuştu. Zihni hala kabusları yüzünden o kadar karmakarışık bir noktadaydı ki, aslında tam olarak net bir düşünceye sahip olduğundan bile emin değildi. 

Ara ara gözünün önüne gelen görüntüler ise ona yardımcı olmak yerine, daha fazla zarar veriyordu. Cansız bedenler, kanla boyanmış bir oda ve daha fazla karanlık anı... Adımları düşünceleri doğrultusunda yavaşlayan Magnus, derin bir nefes aldı. Ama nefes alıyor olmak bile onu rahatlatmıyor, daha çok rahatsız ediyordu. 

Midesi hafiften bulanmaya başlarken, hafifçe öğürerek eliyle ağzını kapattı. Kusacak gibi hissediyordu. Gözünün önünden gitmeyen kabus yada geçmiş görüntüleri bir yana boş olan midesi de, ona pek yardımcı olmuyordu. Evden su bile içmeden apar topar çıkmıştı. Yanında saati olmadığı için ne kadar süredir sokaklarda yürüdüğünü de bilmiyordu. 

Aldığı derin nefeslerle bulantısını kontrol altına almayı deneyen Magnus, adımlarını biraz daha hızlandırarak yürümeye devam etti. Burnuna gelen kokularla başını hafif yan çevirdiğinde, gördüğü pastahane ile yutkundu. Fırından yeni çıkmış kurabiye ve çörek kokusu onu adeta dükkana girmesi için zorluyordu. Ama yanında parada olmadığından böyle bir şey yapması da  mümkün değildi. Bu yüzdende çaresizce yürümeye devam etti. Kulağına gelen çocuk sesleriyle, yönünü değiştirdiğinde ara sokaklardan birine doğru yürüdü. 

Sokağın sonunda onu büyük bir çocuk parkı karşılaşmıştı. Ağaçlara yakın olarak yerleştirilmiş banklardan birine oturan Magnus derin bir soluk verdi. Bacaklarının yorgunluktan ağrıdığını bile yeni yeni fark ederken, kuru boğazı canını yakmaya başlamıştı. Yutkunmak acısını daha fazla arttırırken başını aşağıya doğru eğdi.

Gözlerini hafifçe kapattığında, rahatlamak için düşüncelerini sevdiği adama yönlendirmeyi denedi. Çok geçmeden hissettiği sevgiyle gülümsemeye başlamıştı. Alec'i şimdiden çok özlemişti. Şu an evde olsa neler yapacaklarını da çok iyi biliyordu. Mutfakta ona harika bir yemek yapar, Alec de onu öpücüklerle ödüllendirirdi. Kısa süre sonra da he zamanki gibi öpücüklerin boyutu büyüyerek kendilerini yatakta bulurlardı. Aklına daha net bir anı geldiğinde Magnus, istemsizce dudaklarını ısırmak zorunda kaldı. Kuruyan dudaklarının acısını bile o an için umursamamıştı.

Innocent Poison {MALEC}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin