Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Bölüme geçmeden önce, Malec hikayelerine kısa bir süre ara vereceğimi haber vereyim. Diğer hikayeme bölüm yazmayı düşünüyorum. Birde parmaklarımın biraz geçmesini bekleyeceğim. Sakar bir yazar olarak parmaklarımı yakmış bulunmaktayım -_-. Yinede sizi bölümsüz bırakmak istemedim. Yorum yaparsanız mutlu olurum.
♥ ♥ ♥ Keyifli okumalar ♥ ♥ ♥
〽〽〽
"Yok. Sanırım iyi anlaşırız." diyen Underhill, elini Magnus'un omuzuna yerleştirdi. Magnus ise ani bir tepki göstermemişti. Çünkü kızıl sayesinde, onların arkadaş olduklarını biliyordu.
"Birkaç saat bensiz idare edeceksin, koca bebek. Zaten koca gün senin için yoktum."
Magnus, Alec'i anlamakta zorlanırken bir şey diyemedi. Zaten Alec'de kıyafetlerini değiştirmek için odasına geçerken, en hızlı şekilde evden ayrıldı. Bu akşam zihnini ve bedenini rahatlatma konusunda kararlıydı. Belki de aklı yerine geldiğinde, Magnus hakkındaki gizemi daha rahat çözerdi.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alec'in gidişiyle geçen bir kaç dakikanın ardından Underhill, Magnus'u incelemeye başladı. Çocuksu hareketleri eşliğinde, açık olan televizyonu izliyor ve kendince kelimeleri tekrar ediyordu. Hecelediği kelimelere, eşlik eden sesi oldukça tatlı görünürken, Underhill kendini gülümserken buldu. Bunu yapmamak çok zordu.
"Anlamakta zorluk çekmiyor gibi görünüyorsun. Sanırım normale dönmen fazlasıyla kısa sürecek."
Magnus, duyduğu sesle başını Underhill'e çevirirken, gördüğü yüzle gülümsedi. Normale dönmen kelimeleri, Magnus'a son derece anlamsız geldiği için bir cevap vermemişti. Bu yüzden de kısa süreli sessizliğin ardından konuşan kişi yine Underhill oldu.
"Galiba anlaşamadık. Neyse, sen izlemeye devam et, bende biraz ortalığı toplayayım."
Underhill, ayaklanırken, Magnus başını tekrar televizyona çevirdi. Ekranda yayınlanan görüntüler, kelimeler ve anlamlarıyla ilgiliydi. Magnus, gördüğü her bir kareyi zihnine kazırken, Harry'nin söylediği şekilde tekrar ediyordu. Bir kaç dakika içinde de görüntüler, kişisel ihtiyaçların nasıl olması gerektiği yönünde değişmişti.
Yemek masasındaki dağınıklığa bakan Underhill, işe bu noktadan başlamaya karar verdi. Toparlama işinin ardından, mutfaktaki bulaşıkları yıkamaya başladı. İşini hızla bitirdiğinde, buzdolabını kontrol etti. Beklediği gibi bir süre yiyecek vardı ama herhangi bir yemek yapma girişiminde bulunulmamıştı. Buzluğu kontrol ettiğinde, bulduğu tavuk etini çözülmesi için tezgaha çıkardı. Sebzelikten aldığı, havuç ve patatesleri temizleyip kestikten sonra, çözülen tavuğu da parçalarına ayırdı. Eklenen bezelye ile kısa sürede sebzeli tavuk pişmek için fırındaki yerini almıştı.
