Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Isabelle, "Haklısın, ben gidip gönlünü alayım." dediğinde ayağa kalktı.
"Dur bende geleceğim. Magnus için yardım gerekirse, çağırırsın. Alec." diyen Clary, Isabelle'in ardından evden çıktı. Sonunda Alec, Magnus ile gerçek anlamda evinde baş başa kalmıştı.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Alec, bir anda sessizleşen ev yüzünden başını Magnus'a çevirdi. O ise etrafı incelemeye odaklanmış gibi görünüyordu. Çocukça merakı gördüğü her şeyi zihnine kazımaya çalışırken, Alec, Magnus'un elini kavrayarak dikkatini kendisine vermesini sağladı. Yine yüzünde tatlı bir gülümseme oluşmuştu. Alec'de yüzünde benzer bir ifadeyle elinden çekerek, ayağa kalkmasına yardımcı oldu.
"Hadi bakalım, koca bebek. Evimi sana gezdirmem gerekiyor. Öğrenmen gereken çok şey var."
Magnus, Alec'in elini daha sıkı kavrarken onunla yürümeye başladı. Birlikte uğradıkları ilk yerse evin mutfağı oldu.
"Burası mutfağımız. Normalde istediğin her şeyi kullanabilirsin demem gerekirdi. Ama bir süre benim yemeklerime katlanmak zorunda kalacaksın gibi görünüyor. Gerçi büyük ihtimalle hazır yeriz. Yemekle uğraşmayı sevmiyorum."
Alec, onun etrafı inceleyen masum yüzüne bakarken, aklına gelen düşünceyle buzdolabına doğru yürüdü. Kapağını açtığında, alt raflarda Isabelle'in zulası olan poşetten iki tane çikolata paketi aldı. Kız kardeşi muhtemelen bunları unutmuştu. Gerçi, Magnus içinde bırakmış olması gibi bir ihtimalde vardı. Magnus'un tatlı şeyleri sevdiğini jöle deneyiminden bilen Alec, paketlerden birini açarak çikolatayı ona doğru uzattı.
Magnus bir süre elindeki çikolataya anlamsızca bakarken, Alec kendi çikolatasını yemeğe başladığında, oda aynı şekilde çikolatadan büyük bir ısırık aldı. Ardından çıkardığı zevk dolu mırıltılarla çikolatasını yemeğe devam etti. Alec ise gülümseyerek onun çocuksu halini izliyordu. Aslında son derece çekici bir adamla karşı kaşıya olduğunu biliyordu. Zaten görevinin zor kısmı, ona bir şeyler öğretmekten ziyade buydu.
Biten çikolata ile dudaklarının kenarları yavaşça aşağı inen Magnus, parlayan gözlerle Alec'in yüzüne baktı. O ise asılan dudaklarından ziyade, dudaklarının kenarlarına bulaşmış çikolataya bakarak gülüyordu.
Alec, dudağını silmek için harekete geçtiğinde, Magnus dudaklarında dilini gezdirerek çikolatanın arta kalanlarını yaladı. Onun çocuk aklıyla yaptığı bu hareket, Alec'in gözüne fazlasıyla seksi görünmüştü. Normal bir zamanda, onu düşünmeden öpmek yapacağı ilk şey olsa da, kendine gelmesi gerektiğini bildiğinden derin bir nefes aldı.
