Dünyanın bir haber olduğu büyük bir projenin merkezinde bulunan, masum bir denek.
Hiçbir suçları yokken, ceza çekmek zorunda kalan iki ajan.
Alec ve Jace başlarına nasıl bir bela geleceğinden habersiz görevlerinini sonunda, tahmin edemeyecekleri bü...
Magnus, bir an durgunlaşsa da başını aşağı yukarı sallayarak onu onayladı. Alec, sıkıntıyla yanaklarını şişirirken, "Gel o zaman koca bebek." dediğinde, Magnus hızla ayaklanmıştı. Onu odasına getirdiğinde, kendinden önce yatağa yerleşmesini izlerken ışığı kapatarak yatağına uzandı. Magnus, hızla göğsüne yaklaşırken, bir koluyla bedenini sardı. Alec, en azından yatak iki kişilik diyerek düşünürken, gözlerini kapatarak uyumaya çalıştı.
〽〽〽
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Magnus'un nefesi, Alec'in tenini yalarken, kapalı gözleriyle uyumakta son derece zorlanıyordu. Adamın banyodaki görüntüsü aklına gelirken, bastırdığı hormonları hazır ola geçmek için adeta fırsat kolluyordu. Buda uyuyamaması için en büyük sebeplerinden birini doğuruyordu. Magnus ise çoktan rüyalar alemine dalmışken, kollarıyla Alec'in bedenine biraz daha sıkı sarıldı.
Alec, onunla tanıştıkları andan itibaren adeta bedenine yapışan adamın, sabrını daha ne kadar zorlayacağını merak ederken, kendi için bir şeyler yapması gerektiğini düşündü. Magnus'u düşünerek rafa kaldırdığı birileriyle birlikte olma işini, bir an önce gerçekleştirmek zorundaydı. Yoksa bu gidişle, kız kardeşini haklı çıkarmaktan korkuyordu. Magnus her ne kadar çocuk aklıyla davranıyor olsa da, bazı hareketleri hiçte çocuksu gelmiyordu.
Yarın, birimden herhangi birini eve getirip, kendine nefes alacağı, dahası tatmin olacağı anı yaratması gerektiğini zihnine kazıdı. Zaten tamda bu düşünceler beynine yer ettiğinde, uyumak birkaç dakika öncesine kadar daha kolay gerçekleşti.
〽〽〽
Aralık perdeden sızan güneş ışıkları, Alec'in yüzüne vururken istem dışı yan tarafına döndü. Yatağın boş olan sağ tarafına gömülerek bir kaç dakika daha uyumayı başarsa da, benliğine yer eden gerçeklerle rahatsızlık içinde gözlerini açtı. İlk fark ettiği şeyse, yatakta yalnız olmasıydı.
Hızla ayağa kalktığında, aklına gelen ilk yer olan banyodan içeriye, kapıyı çalma gereği bile duymadan girdi. Banyo serüvenleri yüzünden Magnus'un yeterince detayını görmüştü. Boş olan banyo ile kısa süreli bakışmanın ardından oturma odasına geçti.
Alec'in dudaklarından "Magnus, neredesin?" cümlesi dökülürken, arkasında hissettiği hareketlilikle refleks gereği, geriye çekildi. Bedenini teğet geçen bıçağın ardından, hiç tanımadığı adamın ona sardırması, bir oldu. Alec, darbeden kendini korurken, adamın kolunu kavrayarak, sırtına doğru büktü. Bu sayede bıçağı bırakmasını sağladı.
