Bekleyiş

691 69 350
                                    


Polise boş gözlerle bakan Magnus, onu götürmelerine sessizce izin verirken, neler yapabileceğini düşünüyordu. Bindirildiği polis arabasında sessizce otururken, polislerden birinin Sabin'in öldüğünü söylemesi içten içe gülümsemesine sebep oldu.  


Alec ile Isabelle aynı anda ayağa kalkarlarken, Alec hızla Jace'in üzerine doğru yürüdü

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Alec ile Isabelle aynı anda ayağa kalkarlarken, Alec hızla Jace'in üzerine doğru yürüdü.

"Sonunda... Neredeymiş? Magnus'un durumu iyi mi?"

"Onu tam olarak bilmiyorum. Ama yerel polislerin elinde Magnus'a benzer birinin olduğunu söylediler ve ek olarak cesetten bahsediyorlardı."

Alec, duyduklarıyla daha da endişelenirken, Jace'in kollarını, elleriyle kavrayarak sıktı. Magnus'a bir şey olduysa ne yapardı? Gerçekten bilmiyordu. Diğer yandan ortağının bu huyundan neden nefret ettiğini bir kez daha hatırlamış oldu.  

"Neden yarım yamalak bilgi veriyorsun? Adam gibi anlat, Jace! Ne demek cesetten bahsediyorlar. Magnus'un başına bir şey geldiyse, hemen söyle!"

Alec, sertçe Jace'i olduğu yerde sarsarken, adamın yüzündeki ifade değişmeye başladı. Alec ise yeniden ağlamamak için kendini sıkmakla meşguldü. Aklına sürekli kötü şeyler geliyordu. 

"Öncelikle beni serbest bırak, Alec. Simon, sana daha detaylı bilgiyi verecek. Sadece... Magnus bulundu denilince, direk sana haber vermek istedim. Biraz iyi olursun diye..."

"Jace, bir gün cidden... Her neyse..."

Alec, Jace'i sertçe iterken, hızlı bir şekilde oturma odasına geçti. Burası bıraktıkları andan bile daha kalabalık bir hal almıştı. Adlarını hatırlayamadığı bir kaç kişi yemek masasının kenarında, dosya ve evrakları karıştırıyordu. Simon ve Underhill, bilgisayar ekranına bakarlarken, Luke bir köşede telefon görüşmesi yapıyordu. 

"Neler oluyor? Biriniz olanları açıklasın. Jace, Magnus'un bulunduğu söyledi."

Simon, başını Alec'e çevirdiğinde, önündeki klavyenin bir kaç tuşuna baktı. Ekranda beliren resim, Alec'i ciddi anlamda rahatsız etmeye yetmişti. Ama adamı kesinlikle tanımıyordu. 

"Gördüğün adam, Sabin. Tam adıyla, Sabinian Yelverton. Çeşitli cinsel suçlardan sabıkası var. Bir yıl kadar önce, cezasını tamamlayarak hapisten çıkmış."

"Bunun Magnus ile ne alakası var? Düşündüğüm şey olduğunu söyleme lütfen."

"Tam olarak öyle değil. Baştan alıyorum. Magnus'un kayıp olduğunu bildirdikten sonra, resimleri tüm birimlere dağıtıldı. Trafik kameralara takıldığı son yer olarak, Mabel Park görülüyor. Oradan ayrıldığı kişide, Sabin. Ekipler kayıtlı son adresine kontrol için gittiklerinde Magnus'u buldular. Ceset ise Sabin'e ait."

Innocent Poison {MALEC}Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin