•39

3.5K 122 38
                                    

Hâlâ olduğum yerdeydim. Öylece yerde durup ağlıyordum ki Jungkook'un da farkı yoktu.Yandaki sandalye ye çökmüş elleri ile yüzünü kapatmış sessizce hıçkırıklar eşliğinde ağlıyordu.

Onu tanımasam iyi biri olduğunu ve onun da duyguları olduğunu düşünürdüm. Fakat o herşeyin en kötüsü olması için elinden geleni yaptı.

O hak ediyor, benim yaşadıklarımı tek tek yaşamalı. Şuan onunda olduğu yerde asla ağlamazdım. Bunu yapacak, önünde küçük düşeceğim şeyi yapmazdım.

F-fakat, yıllar beni yıprattı. Ne kadar bir yanım normal biri gibi mutlu sevgi dolu olsada bir yanım hep onun için attı. Hep onun  için bekledi ve umut etti daima. Ama yaklaşık 5 yıl önce umut etmeyi kesmesi gerektiğini anlamıştı kalbim.

Ahh Jungkook... çok,  ç-çok geç. S-... s-sevgilim...

Içimi dökmek istiyordum. Bu yüzden istediğim kadar ağlamak istiyordum burada, ona söylemek istediklerimi söyledim ve herşeyi tam anlamı ile bitirmek istiyorum bu gece çünkü o tek taraflı bizi terk edip bitirmişti kendince herşeyi fakat biten şeyler vardı ama asla herşey değildi. Herşeyi bitişmemişti.

Tek yapacağım onu burdan 6 yıl önce kendisi gidip ortadan kaybolduğu gibi onu buradan sonsuza kadar göndermekti. 

Lütfen zorlama.. lütfen herşeyi zor kılma Kook, l-lütfen...

Daha fazla burda durmak istemiyordum. Bi hamlede ayaklanıp gözlerimin ıslaklığını gidermeye çalışıyordum.

Toparlanıp, Başını iki eli arasına alan adama döndüm. Perişan durumda idi. Yüzü kızarıktı..

Ben ayaklaninca bana dönmüştü anında.

Ağlamayı çoktan kesmiş gibiydi. Fakat düşünceler muhtemelen onu da boğuyordu. Bitik durumda idi.. yapma böyle Jungkook, zorlaştırma benim için bunu.

Seni ilk sevmeye başladığım gibi, masum , sevimli , kendi halinde saygılı ve bebek gülüşü olan bir adam olarak kal. Seni böyle hatırlamak istiyorum herşeye rağmen.

Öylece beni izliyordu. Onu sevdiğimi sanıyor olmalıydı ki deminki cesur tavırları sergilemişti. 

Ona aşık mıydım?

-Evet.. Onu hiç unutamam bir yana, her lanet şeye rağmen onu görme mutluluğu oldu içimde bu odaya gelmeden önce. Ve ben onu yıllar sonra görünce. Herşeyin... ama her şeyin bende aynı olduğunu anladım.

Yoğun Duygularım aynıydı sadece birkaç fark vardı.

Yeni duygular..  yeni duygular kazanmıştım.

Biraz hayal kırıklığı,  biraz ölme isteği ve birazda .. yok yok çokça KIN!

Boğazımı temizleyip konuşmaya başladım acele ederek.

"H-hadi yıllar önceki gibi değil git buradan. Evet şuan beni terk etmeni beni istiyorum. Hangi cehennemden geldiysen oraya sıktır git Jungkook. Git ve gelme asla.. birdaha asla. Anlıyor musun ha!

Ayrıca bunu da belirtmek isterim ki Jungkook eğer çocuğun var diye burada olacaksan bunun için çaba sarf etme. Asla bunun için çabalama, çünkü ortada uğruna çabalayacağın biri yok. Senden ilk bebeğimi kaybettim.

Sen öldürdün onu! Sen öldürdün Oğlumu! Sen!!. Evet bizim bebeğimizin adı Donghyun olacaktı. Ikimizin bebeği Jungkook ikimizin.. o ölmeseydi ona Donghyun diye seslenirdim. Sen bizi bırakıp gitmesen belki birlikte parklara giderdik..

*ağlamam ve hıçkırıklarim ile konuşmakta zorlansam da son sözlerimi söylemek istiyordum..*

Evet şuan Donghyun adında bir oğlum var fakat o benim ve eşimin. Benim ve Hoseok'un. Anlıyor musun

Bunu o her  pisliğe çalışan aklından çıkarma ve git. Bir daha seni hayatımda görmek istemiyorum."

Söylediklerim çok ağırdı belki fakat umurumda sayılmazdı. Öylece gözleri dolu beni izliyordu.  Birşey demesini beklemeden çıkacaktım ki beni kolumdan yakalayip kendine çevirdi narin sayılacak hareketlerle.

"Y-yuna? Lütfen doğruyu söyle bana. O ölmedi değil mi? Donghyun şuan parkta yanındaki adamla oyun oynayan benim oğlum değil mi ? "

Bu durumu beni daha güçlü yapıyordu. Zavallıydi resmen yalvarıyordu. Kollarımda yavaşça sarsıyor ağlayarak konuşuyordu.

Ellerimi iki hareket ile savurup kurtulmuştum ondan. Çünkü biliyordum,  tenine olan özlemim o bana dokundukça dahada özlem içine girecekti.

"Ahh Jungkook. Şu hâline de bak tam bir zavallısın. Heyy bad boy sen yalvarır mıydın birilerine, yazık-"

Lafımı,  sabri taşmış sert sesi kesmişti..

"Yuna yeter!"

Başta sert olsa da gözlerimiz yaklaşınca sesi inmişti.

"Bana doğruları söyle lütfen Yuna. Evet yalvarırım sana bana doğruları söyle. Karşına birdaha çıkmam.

Sadece eğer o ölmediyse bir kere sarılmama kokusunu bilmeme izin ver.

Neden gittiğimi merak etmiyor musun ? Seninle bebeğimize isim baktığımız günün akşamında seni öylece bırakıp gitmenin sebebini merak etmiy-"

"HAYIR! ETMİYORUM!  BENI HAMİLE, KARNINDA Küçücük bir bebekle, daha kendim 19 yaşımda bir yetişkin bile değilken kız başıma bıraktın ortada.

Sen baksana bana, ne güzle geldin burya yıllar sonra bilmiyorum ve o sikik nedenlerin de umurumda değil! Anlıyor musun.

Ben Sadece bunu biliyorum ki, Hoseok ne kadar beni senin bıraktığın gibi bırakmasa, sahip çıksa da ben hamile olduğunu öğrendiği gün terk edilen kirli bir  kadın yada bir bez parçasıydım. 

Ben ç-çok utandım Jungkook, çok utandım. Çünkü o hak etmiyordu böyle bir karısı olmasını. Güzel,  kirletilmemiş kendi gibi temiz birini hak ediyordu.

Peki o Ne yaptı beni seçti, sen asla onun  bir kılı kadar değerli olamazsın.

Git Jungkook Sadece git. Şimdi de ben yalvarırım.. g-git"

Ona çocuk konusunda yalan söylesem de geri kalan herşey için halkıydım.

O bu zamana kadar merak etmedi çocuğunu yada kadınını. Şimdi bilse e çok ta örnemli değildi. Çünkü başka türlü asla olmazdı. Istediğini elde edene kadar bırakmazdı.. Hatta onu benden alacağı düşüncesi bile akıma gelebilirdi...

Hemen oradan ayrılmış on kapya gelmiştim hızlı adımlar ile.

Anahtarı deliğe dötürürken titreyen elimi sonra vücudumu hissetmiştim... Şuan ne hissediyorum bilmiyordum da..

Kapıyı kapatıp üstümdeki Hoseok'un hırkasını asmış salona girmiştim.

Evde kimse yokken ayrildigim için koltukta harıl harıl telefonda oyun oynayan Tae ve Donghyun ikilisini görünce gülümsemiştim hafiften.

Beni fark eden ilk Tae idi. Başını hafiften kaldırıp yüzüme odaklanmıştı.

Oldukça doğal davranıyordum oysaki neden böyle bakıyordu.

"Erken döndük ve evde seni göremeyince endişelendim. Neredeydin bu saate? Ha birde iletişim için yanında taşınan bir aleti duydun mu, insanlar telefon diyor ona!

Neden yanına almadın, seni merak ettim. Lütfen Hoseok gelmeden bir halt yeme, onun çenesini 2 yıl çekeme-"

"Ahh yeter sus Tae , nefes al biraz.  Arka bahçeye çıkmıştım bitkileri aksatıyorum,  iyi bir bakima ihtiyacı var ondan şaaptım iste ."

"Peki peki ,sıcak bir duşa ihtiyacım var. "

"Tamam misafir odasını hallediyorum heme donghyun'un ellerini yıkmasında yardımcı ol ve gelin yukarı ha?"

Kaçmak için güzel bahane idi hemen orayı terk edip banyoyu tae için hızlamay giderken iki bebek te alt kattaki banyoya gidiyorlardı

BAD WIFE - JJK  (+18)Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin