(Selam! Küçük bir hatırlatma: nede olsa başkaları veriyor diyip oy vermeden okuyanlar, oy düşüklüğüne göre bölümleri uzun süre arayla yayınlayacağım bilginize!🙃 iyi okumalar~♡)
Tanrının bu berbat günün iğrençliği yanında tek olumlu şey havanın güneşli olmasıydı.
Üstüme son anda geçirdiğim uzun tişört elbise gibi görünüyordu ki buna bile şükredecek haldeydim.
Kucağımda uyuyakalan Donghyunu rahatsız etmeden elimde olan telefonuma bakıp saati kontrol etmiştim.
Tek çarem oydu bu yüzden evden çıkar çıkmaz hemen onu aramıştım ki oda hiç düşünmeden geleceğini söylemişti.
Evden biraz uzaklaşmış yolun kenarında öylece gelmesini bekliyordum elimdeki oğlumla.
Altımdaki acı ne kadar dayanilmaz olsa da şuanda düşüneceğim en son şey bile değildi.
Ne olacaktı şimdi? Oğluma tek başıma bakardım fakat Hoseok ile olan ilişkimiz lekelemişti.
Kendi halinde birbirine değer verip seven bir çift iken bugün herşeyi mahvetmişti.
Hava yavaş yavas kararmaya başlamış, saat ise 07:00 buluyordu.
Kollarımı iyice sardığım oğlumdan sonra derin bir nefes alıp gözlerimdeki ıslaklığı gidermeye çalıştım.
Ilerden gelen araba ile yola iyice yaklaşmıştım. Tam önümüzde durup şoför kapısı açılmıştı.
Içinden son derece uykulu ve düzeltmeye çalıştığı saçlarınin dağınıklığı ve aynı zmanda yüzündeki endişesi ile bana ilerliyordu.
Üstündeki gri tişört ve siyah eşofman ile uykudan kalkip geldiği belli olan Yoongi bize yaklaştıkca yüzü iyice farklı bir hal almıştı.
Üstümu süzerken kaşları çatılmıştı iyice yanıma gelip durmuştu öfkeli bir şekilde.
"Bune hal yuna! Konu ne bilmiyorum fakat seni bu halde, çocukla nasıl dışarı atar o it!?"
Yüksek çıkan sesi iyice duygularımı yoğunlaştirmis ve gözlerim yine ıslanmaya başlamıştı.
"Dur lütfen oppa, s-sadece gitsek buradan olur mu. Anlatacağım ama lütfen önce gidelim buradan?"
Kucağımda uyuyan Donghyun'u alıp kendi kucağına yerleştirmişti. Arka koltuğa uzandırmış ve kapıyı sessizce örtmüştü.
Ben hala öylece olduğum yerde duruyordum, çok ağırdı bu olanlar ve haliyle taşıyamiyordum..
Donghyun'un yanına koşarken kapıya ve yatak kenarına vurduğum ayaklarım morarmıştı.
Zaten hassas ve beyaz olan tenim iyice belirginleştirmisti izleri.
Yavaş yavaş ilerlemiş ve şoför koltuğunun yanındaki koltuğa oturmuştum.
O sırada Yoongi de gelip yerleşmiş arabayı çalıştırıyordu.
"Istersen onunla şimdi konuşup aranızdaki herneyse halletmenizi sağlarım?"
Cevap bekledigini anladığım an ona dönmüştüm zatsn ağlamaklı olan yüzümle başımı sağa sola birkaç hareket ettirdiğimde anlamış ve önüne dönüp ilermeye başlamıştı.
Kararan hava beraberinde birkaç damla akıtmaya başlamıştı.
Arabanın camına değen yağmur onlara odaklanmami sağlıyordu.
Üstümde olan tişört zaten bacaklarımın ortada olmasını sağlıyordu ki şuan oturmam ile iyice açılmıştı.
Ellerim ile yan eteklerimden tutup çekiştirmeye başlamıştım çaktırmadan.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD WIFE - JJK (+18)
Fanfiction(#yetişkiniçerik ve diyalog) Onunla olmak için yıllarca Tanrı'ya yalvarmam sonunda sonuç vermişti. Fakat onunla evlendikten sonra , bu denli değişmesini hiç tahmin etmemiştim. Tüm çektiğim acılara rağmen, asla kopamamıştım ondan taki beni bir parça...