Çorapları elinde bir tavşan gibi masumca bana bakıyordu.
Yemek istiyordum şuan onu, bu kadar tatlı olması beni deli ediyordu.
Iyikide benim oğlumdu..
"Giyemedin mi?"
Gülümsememe engel olamayıp sorduğum soru ile başını olumsuz sallamıştı.
Zaten giyemeyecegini biliyordum. Bilerek çoraplarını giymesini isteyip oyalanmasini istemiştim ki hemen hazırlanayım.
Siyah dar pantolonlarimin üstündeki gri crop, üstüme aldığım siyah ceket ile uyum sağlıyordu.
Son kez aynaya bakıp telefonuma atmıştım elimi. Saat 11:56'yı gösteriyordu.
Telefonu küçük kullanışlı çantama koyup yanıma cüzdanımi da almıştım.
Bi çırpıda Dong'un çoraplarını da giydirip üstünü kontrol ettim.
Kucağıma alıp çıkma kararı almıştım hemen.
Dün temizlik için yardıma gelen kızlar işini cok iyi yapmıştı. Her yer pırıl pırıldı ve çok güzel kokuyordu.
Tek bi toz kir bile yok denebilirdi. Onları gönderdiktekn sonra Dong'u uyutmuş ve bikac saat boyunca sıcak suyun altından alamamıştım kendimi.
Güzel bir duş alıp rahatlamıştım.
Işlerimi de halledip yatakta uyuyan oğlumun yanına sokulmus öylece kokusunu içime çekerek uyuyakalmiştım.
Bu saate kadar uyumamizi garipsemiyordum. Çünkü son zamanlardan sonrs böylesine rahat bi uyku çekemeye ihtiyacim vardı.
Uyanir uyanmaz kalmış kahvalti hazirlayacakken aslında evde hiçbişey olmadığıni hatırlamıştım.
Dong ile birlikte sipariş ettiklerimizi yiyip geniş bir market alışverişine gitmeye karar vermiştik...
....
Arka koltuğa göz atıp Dong'un çocuk koltuğunun kemerini bağlayıp bağlamadığımi kontrol etmiştim.
Hersey yerinde görünüyordu. Aklimdan gecen ilk sey ise oğlumun bir telefin bağımlısı olmadan önce o telefonu ortadan kaldırmakti bi şekilde..
Açtığım çizgi filmi izliyor araka attığı kahkahalar, arabayı sürerken beni de gülümsetiyordu.
Onun için herşeyi göze alırdım. Donghyun'um benim..
Büyük otopark yerine gelince hemen girişteki boş yeri görmem ile üşüşmüştüm oraya.
Hemen park edip arabayi durdurmuştum.
Yan koltuktaki çantamı alıp çıkmıştım dışarı.
Arabanın diğer tarafına gidip Dong'u da çıkarmıştım dışarı.
Arabayı kilitledigimi kontrol edip elini tuttugum oğlum ile büyü alışveriş merkezine doğru yol almıştık.
Hemen girer girmez sepet dolmuştu bile çünkü evde bir tek yiyecek bile yoktu..
Herşeyi aldığımdan emin olmuş ve abur cubur reyonlarına gittim.
Gördüğüm ve hemen hemen hepsini bildiğim abur cuburlardan sevdiklerimden alıp, neredeyse yer kalmayan sepete eklemiştim.
Sepetin üzerinde sessiz oturan Donghyun etrafı izliyordu.
Arada tepkisini gösterdiği büyük oyuncakları bana gösteriyordu.
Oyuncak reyonu yazısını görünce oraya girmiştik.
Biliyorum bikaç kereden fazla oyuncak ile oynamazdı Dong ama yinede içinde kalmasın diye istediğini alacaktım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD WIFE - JJK (+18)
Fanfiction(#yetişkiniçerik ve diyalog) Onunla olmak için yıllarca Tanrı'ya yalvarmam sonunda sonuç vermişti. Fakat onunla evlendikten sonra , bu denli değişmesini hiç tahmin etmemiştim. Tüm çektiğim acılara rağmen, asla kopamamıştım ondan taki beni bir parça...