"Nasil içersin kahveni?"
"Fark etmez ya sen nasıl içeceksen bana da öyle getir Yunacım"
Başımı sallayıp samimi olduğunu düşündüğüm gülümsememi takınmıştım.
Balkonun kapısını açıp tekrar yana kaydırarak kapatmıştım hemen.
Yatağımda uyuyan Dong' un üşüdüğünü düşünüp aşağı inmeden ona doğru gittim ve üstüne, sandalyemde duran ince battaniyeyi alıp iyice örttüm.
Elimi beline götürüp tişörtünden içeri sokup terleyip terlemediğini kontrol ettim ki hiç terlememiş uslu uslu uyuyordu bebeğim.
Onu rahatsız etmeden yanından ayrılıp aşağıya kendim ve beni balkonda bekleyen Chang için kahve yapmaya indim.
Uc gün önce piknikte o kadar eğlenmiştik ki uzun süredir bu kadar gülüp eğlendiğimi hatırlamıyordum.
Bugün sabahtan Chang ile evim için imzalanması gerken evraklar için şehir yönetimine gitmiştik. Akşama doğru dönmüş olmamızın nedeni Changkook'un beni gezdirmekte ısrar etmesiydi. Sonunda pes edip kısa olacağına dair söz alıp bu saate kadar Chang ile buranın tüm güzelliğini gezmiştik.
Aklım sürekli Donghyun' da olsa da Eunji nin ona iyi bakacağını biliyordum..
Kahve makinasından gelen ses ile düşüncelerimden uzaklaşmış kahvelerimizi alıp Chang'a ısrar etmem sonucunda benimle gece kahvesi içmesine ikna etmiş ,güzel bir sohbet için merdivenleri tırmanmaya başlamıştım.
Onunla yıllar sonra arkadaş olmak istediğim şeyler arasındaydı. Hem benimde dertlesecek birilerine çok ihtiyacım olduğu malumdu..
Kapıyı yavaşça yana kaydırıp balkona geçmiştim. Sandalye de önündeki şehir manzarasına dalan Chang henüz beni fark etmemişti.
Kahveyi masaya koyunca bana bakıp doğrulmasi bir olmuştu.
"Ahh gormedim geldiğini. Teşekkürler"
Kahvesini alarak teşekkür etmiş ve bende başımı olumlu anlamda sallayıp karşılık vermiştim.
Yerime yerleşip Chang ile birlikte kahvemizi yudumlarken manzarayı, sessizlik ve gece karanlığında parlayan yıldızlar eşliğinde ızlemeye başladık.
Bir süre süren sessizlik sonrası Chang konuşmuştu gözlerini manzadan ayırmadan. Bende ise ona bakmış dudaklarından çıkanları okuyordum.
"Yuna ben tuhaf hissediyorum. Sanki hayatıma giren birsey bana daha önce yaşadığım birşeyi hatırlatıyor gibi fakat o yaşadığım şey ne hiç bilmiyorum."
Çok fazla anlamasam da yanıt vermiştim.
"Ne gibi bisey hatırlatıyor ki?"
Başını bana çevirip hızlı karışlık vermişti.
"bilmiyorum.... Tuhaf bisey adlandiramiyorum. Sadece kendimi kötü ve aynı zamanda mutlu hissettiriyor."
Elleri ile saçlarını karıştırıp beklemediğim bir soru sormuştu.
"Ya sen Yuna, bebeğinin babası nerede? Eşin neden yanında değil, yada sevgilin?"
Gerçekten beklemediğim bir soruydu fakat ben bu gece açık olmak istiyordum. Sadece içimi dökmek ve biraz olsun rahatlamak iyi gelecekti gerçekten biliyordum.
Peki oğlumun babası kimdi? O hala karnımda ilk haftasını yaşarken onu terk eden biyolojik babası mi yoksa hiç baba olmadığı halde oğluma babalığı en iyi tattıran manevi babası mi?..
'"Cevaplamak zorunda değilsin. Sadece merak ediyorum bu yüzden sord-"
"Jeongguk."
Sadece düz bi ifade ile devam etmemi bekliyordu.
"Babası Jeongguk. Fakat yıllar önce terk edildim Dong henuz karnımda iken.'
En az onun kadar düz bir ifadem vardı suratımda benim de.
"Üzg- Üzgünüm. Bilmiyordum.."
"Hayır sorabilirsin sorun yok. Bu gece tüm dürüstlüğümle karşındayım. Merak ettiklerimizi birbirimize sorabiliriz."
Hafif gülümsemişti yavaşça. Sanırım ona güveniyor olmam hoşuna gitmişti..
"Peki ya sen, sevgilin yok mu hiç yada sevdiğin biri olmadi m-"
Sorduğum soruyu çok geç idrak etmiştim.. Sona doğru kesilen sesim ile sevdiği kişi benim olduğumu ve biraz önce bahsettiği tuhaflık benim hayatına girip ona eskiyi çağrıştımış olmam olduğu fikri belirdi.
Kendime lanet edip biraz düşünüp cümlesini toparlayan Changkook'a endişe ile döndüm.
"Bilmiyorum. Yani ben hiç hatırlamıyorum. Gecen yıllarda annem kaza geçirdiğinden bahsetti ve ondan kaynakli bir sorun olabilir diye düşünülüyor. Hatırlamıyorum hicbir geçmiş anımı. F-fakat Yuna...
Sen bana birşeyler hatırlatıyorsun. Bunun ne olduğuna dair hiçbir fikrim yok fakat birseyslrin var olduğunu hissediyorum.
Sen hatırlıyor musun bi daha önce hiç karşılaştık mi?"
Beni iyice strese sokan sorusu ile bi an önce mantıklı bir cevap aramaya basladim. Şuan sadece mantıklı gelen şey hayır cevabı idi sanırım...
"Ha-hayir sanmıyorum ben seni buraya gelince ilk defa gördüm."
Başını düşünceli şekilde olumlu anlamda sallamış önüne dönmüştü. Tekrar bana dondu fakat bu sefer gülüyordu.
"Bugün Dong ile oynarken bana yanlışlıkla Baba diye seslendi. Çok tatlıydı görmeliydin. Sanırım babasının Hoseok diye biri oldugnu sanıyor. Sanırım söylemedin ona henüz?"
Sanırım iyi çuvallamıştım. Bu konulara girmek istemiyordum gerçekten.. Sahte gülüşüm ile cevap vermiştim direk.
"Hmmm.. Ehh evet. Babasının ismi Jeongguk Hoseok. Iki ismi var da."
aklıma ilk gelen yalanı söyleyip konuyu değiştirmek için konu düşünüyordum ki aklıma ilk gelen şey lekesi idi. Tam zamanıydı belkide öğrenmenin..
"Ahh şey çok özel olmazsa birsey sormak istiyorum. Karının sol tarafındaki lekenin bi özelliği var mi yoksa sadece doğum lekesinden mi ibaret?"
Bana gözleri açılmış bir şekilde bakıyordu ne sormustum ki alttarafı merak etmiştim işte..
"çıplakken beni mi izliyorsun sen?"
Bunu hiç düşünmemiştim ahh lanet olsun işte şimdi cidden boka sarmıştım herşeyi..
"Hayır tabikide. Geçen gün seni odandan çağırmaya gelirken kapın açıktı da üstünü giydiğini görür görmez geri indim aşağıya gözüme takıldı leken. Yoksa durup seni izleyecek halim mi var saçmalıyorsun ?"
"Hayır neden saçmayım ki sonuçta yanlız genç bir kadınsın, bende kaslı ve yakışıklı genç biriy- Hahah tamam tamam şaka yapiyorum sadece hemen yüz ifadeni değiştirme..."
kahkahalarını bitirmesini sabırla bekliyordum ki sonunda bitmiş ve lekesi hakkında işime yarayacağını umdugum birseyler beklemiştim.
"Lekem.. Hm sanırım sadece bir doğum lekesinden ibaret. Bilmiyorum belkide anneme sormalıyız bunu bi ara ha?"
Mutlka bu benzerliğin bir açıklaması olmalıydı.. Nasıl olurda aynı leke aynı yerde olabilirdi. Bu sadece tesadüften mi ibaretti yani.. Bu işin peşini bırakacağımi hiç sanmıyorum...
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD WIFE - JJK (+18)
Fanfiction(#yetişkiniçerik ve diyalog) Onunla olmak için yıllarca Tanrı'ya yalvarmam sonunda sonuç vermişti. Fakat onunla evlendikten sonra , bu denli değişmesini hiç tahmin etmemiştim. Tüm çektiğim acılara rağmen, asla kopamamıştım ondan taki beni bir parça...