Merdivenleri başta hızlı hızlı insemde ilk baştakine karşın şuan daha yavaş ve endişiydim. Her ne olacaksa hazır değildim hiçbirşeye..
Burnuma bi anda dolan koku heryeri etkisi altına aldığı gibi tüm ciğerlerime yayılmış ve yer edinmişti içimde.
Sanki kalbime ulaşan bu koku tazelemiş gibiydi tüm herşeyi. Çünkü bu kokuyu tanıyordu kalbim.
Şuan o buradaydı.. Her şeyin sebebi fakat aşkımdan öldüğüm o adam buradaydı. Tum vücudum ona tepki olarak yelkenleri suya indirmişti. Ona özlemimi duygusal anlamda bastırsamda bedenim her an onun için yanmaya devam ediyor ve her an için tekrar onun olmaya hazırdı.
Elimdeki telefonu son derece sıktığımı acıyan canımdan anlamıştım ki ona eziyet etmeye devam etmiştim.
Bitmesini istemedigim merdivenlerin son basamağını da atınca başımı korkak bir şekilde yavaşça kaldırmıştım. Koltukta arkası dönük eleri dizlerine yaslanmış ve sanırım endişeli olduğu için arada aynı pozisyonda ellerini saçlarına daldırıyordu.
Nasıl ve neden buraya geldiğini bilmesem de en az benim kadar hazır değil gibiydi.
Ayakları bir şekilde bana gelmiş ve belkide şuan benimle uzun zaman sonra yine ve yeniden yüz yüze geleceği için heyecanlıydı.
Ben ne kadar kaçsam da o zaten bildiğim gibi peşimi bırakmıyor bırakmazdı da..
Ya ben? Evet bende bırakmazdım çünkü vücudum deli gibi tekrar onu istiyor ruhum ise zaten onsuz geçen ilk günden çığlıklarını vuruyordu dışarıya.
Her ne kadar bastırsam da her ne kadar istemiyorum desem de o şuan buradaydı ve tüm herşeyim sadece onu bırakmamak üzere sarıl ve kokusunu içine çek diyordu.
Yada sadece gördüğüm o kabus böyle düşünmemi sağlıyordu...
Sol ayağı ile ritim tutmaya başlamış ve ne kadar gerildiğini gösteriyordu adeta. Çok tatlı görünüyordu.
Cidden bu benim sert ve kaba sevgilim miydi? Yoksa şuan bu kadar tatlı ve endişeli tavşanım mı?..
Hâlâ onun görüş açısı dışındayken kapının girişinde duran Chang ile kaşlarımı çatmıştım. Neden bu kadar tuhaf davranıyordu, sorun neydi de bu kadar endişeliydi. Sanki eskiye dair birseyler hatırlamış gibiydi. Bunu daha önce de deneyimlemiştim ki bu kadar kolay gelmişti tahmin etmek.
Onu suanlik es geçmek istiyordum çünkü şuan doğru düşünecek çok az hakkım vardı her an yanlış şeyler yapabilirdim..
Eli ile gidiyorum işareti yapinca başımı olumlu anlamda sallayıp gülümsedim azda olsa. Sanirim rahatsız etmek istemiyordu ki kapının önünde beklemişti gittiğini söylemeyi bekleyip.
Kapının açılma sesinden hemen sonra kapanma sesi gelince Jungkook bi anlığına arkasına bakmıştı ki beni fark etmesine neden olmuştu bu dönüşü.
Öylece yerime dikilmiş kalmıştım. Ne tepki verceğimi hiç bilmiyordum. Benim aksime o söyleyeceklerine çalışmış gibi duruyordu ki hemen kalkıp bana doğru gelmeye başladıktan sonra adımı söylemişti.
Gözlerindeki özlem o kadsr belli oluyordu ki bi an benimde boyle mi görünüyordu diye düşünmekten alamamıştım kendimi.
Bana doğru yavaş adımlarıyla gelirken erkeksi ve çökmüş yüzü ile adımı tekrar söyledi.
"Yuna' m..."
Ağlamaklı çıkan sesi kalbimi o kadar zorlamıştı ki kendimi ağlarken bulmaktan korkmuştum biran..
Onun aksine düz tutmaya çalıştığim sesim ile ifadesiz bakışlarımı ona dikip konuştum.
"Nasıl buldun beni filan diye sormayacağım sadece neden geldin buraya? Neden ben senden kurtulmak isterken sürekli benim peşimdesin.
Söylesene Jungkook neden sadece oğlum ile beni daha önce yaptığın gibi bırakıp gitmiyorsun tamamen hayatımızdan?
Tek istediğim herşey ve herkesten uzak huzurlu yaşamak oğlum ile . Sadece bunu istiyorum senden artık bırak peşimi de kendi halimize bırak bizi ha olmaz mi?"
Sona doğru daha nazik çıkan sesime çok takılmamıştım. Sadece vereceği tepkiyi, ne gibi bir bahanesi olduğunu merak ediyor ve dinliyordum.
"Ben yapamıyorum Yuna, Yapamıyorum sen olmadan, oğlum olmadan..
Yemin ederim gerçekten denedim seni tamamen unutmayı ve bırakmayı. Ama olması mümkün değil bastan biliyorum..
Ben melegim olmadan nefes alamiyru-"
"Alırsın Jungkook bensiz nefes aldin daha önce, yine alırsın korkma bundan. Sadece hayatımdan tamamen çık seni istemiyorum anlıyor musun. Artık sevmiyorum seni eskisi gibi!"
Hayır Kook.. Hayır sevgilim,inanma bu dediklerime sadece bana sarılsan herşeyi unuturum. Sadece tenimin teninle, ruhumun ruhunla tamamlanmasına izin ver tekrar. Beni çek kollarına ve sonsuza kadar hiç bırakma...
Lütfen dinleme beni lütfen...
Midemin yoğun bir şekilde bulanması ve başıma sanki çatlak atması kadar ağrının girmesi ile zaten onun karşısında güçsüzleşen bedenim daha fazla kaldırmaması ile kendimi soğuk zeminle yüz yüze bulmuş veJungkook'un endişeyle bana koşması ile bu sahne en son hatirladiklarimin başına yerleşmişti..
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD WIFE - JJK (+18)
Fanfiction(#yetişkiniçerik ve diyalog) Onunla olmak için yıllarca Tanrı'ya yalvarmam sonunda sonuç vermişti. Fakat onunla evlendikten sonra , bu denli değişmesini hiç tahmin etmemiştim. Tüm çektiğim acılara rağmen, asla kopamamıştım ondan taki beni bir parça...