Banyoyu Tae için çoktan hazırlamış fakat dağınık duran havluları katlamaya koyulmuştum. Içeriden oynadıklarına dair sesler geliyordu ve oldukça eğleniyor gibiydiler.
Elimdeki son havluyu da diğerlerinin üstüne bırakıp içeri geçtim.
Tae yatakta ayakları 90 derece bükük dururken Donghyun ise sağ bacağının üstünde oturuyor birlikte heyecanlı ve eğlenceli olduğunu düşündüğüm oyunu oynuyorlardı ki ne yazıkki şuan onların bu anlarını bozmalıydım..
"Hadi Donghyun uykuya!
Tae banyo hazır bu arada, çıkınca beni uğraştırma kendin temizle kafanı kırmamı istemiyorsan"
Onaylar birkaç ses çıkarıp Donghyun ile yarın devam edeceklerine dair birşeyler geveleyip iyi geceler öpücüğü de alıp banyoya girmişti.
Donghyun da sonunda beni hatırlamış olacakkı ayaklarıma sarılıp masum masum bakıyordu.
"Hiç öyle bakma Dong! Tae gelince varlığımdan bir habersin, unutuyorsun beni.."
Takındığım sahte üzgün halimi biraz sürdürdükten sonra ayaklarıma küçük kollarini dolamış minik yavruma dönüp bir çırpıda kucağıma almıştı-
Alamadan karnıma giren derin ve öldüresiye ağrı ile kollarımı karnıma bastırmıştım.
Buda neydi şimdi! Canım şuan kurşun ile ölmek yerine işkenceyi seçmiş gibi ağrıyordu.
Geçmesini beklerken Donghyun'un korktuğunu fark etmiştim. Bi an önce toparlamış ve gülümsemeye çalışmıştım.
Telefonumun bildirim sesini es geçip oglumu elinden tutup odasına doğru götürmüştüm.
Yatağına yatırıp zatsn üstünde olan eşofmanları ile şükretmiştim çünkü o asla eşofmansız uyumayan bir çocuktu. Bunu yapana kadar acıdan ölürdüm sanırım...
Işığı kapatıp odama girdim hızlıca. Banyoya girip altımdaki rahat ve geniş eşofmani çıkardım,
Ama- bu da neydi... karnımın ağrısı geçmemiş fakat diniyor gibiydi fakat bacaklarımdaki kırmizı sıvı beni endişelendirmiyor değildi.
Yavaş yavaş azalan ağrımı es geçip temizlendim. Bir ped takmayı da ihmal etmeyip banyodan çıktım.
Telefonum aklıma gelince hemen alıp bildirime baktım ki Hoseok'tu.
Hobi:
"Bebeğim?"
Havadan sudan yazmıştı anlaşılan. En azından onda bir sorun yoktu. Onun aksine benim için berbat bir geceydi bu gece.
Evet tamam.... belkide biraz da özlemden kaynaklı mutluluk.. onu gördüğüme pişman değildim çünkü birdaha çıkmayacaktı karşıma..
Yuna:
"Ahh dön artık Hoseok!"
Cevap beklerken, tamda ondan beklediğim gibi arıyordu.
"Sen sormadan ben söyleyim bir sorun yok canım.. gayet iyim sadece seni özlediğim için gelmeni istiyoru-"
"Ben o Tae itini ne diye yanına gönderdim, sesinden anlaşılıyor iyi olmadığın Yuna"
"Hayır Hoseok cideen birseyim yok iyiyim ne zaman geleceksin belli oldu mu ?"
"Daha var hatta 2 gün uzadı bile malesef birtanem."
"Ciddi misin? Kısa süreliğine gideceğini söylemiştin.."
Sesim istem dışı üzgün çıkmıştı çünkü bi an önce aklimda tekrae yenilenip yer edinen bu hayaller veni yolumdan saptırabilirdi..
"Bende erken dönmeyi planlıyordum fakat kâr için şirketin asıl sahibi ole görüşme yapacağız. Bizim şirketin adını duyunca kırmadı ve iki güne görüşme için amerikadan gelecek. Şuan kapatmam gerekiyor canım Donghyun'u öp benim için, seni seviyorum bebeğim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
BAD WIFE - JJK (+18)
Fanfiction(#yetişkiniçerik ve diyalog) Onunla olmak için yıllarca Tanrı'ya yalvarmam sonunda sonuç vermişti. Fakat onunla evlendikten sonra , bu denli değişmesini hiç tahmin etmemiştim. Tüm çektiğim acılara rağmen, asla kopamamıştım ondan taki beni bir parça...
