[Bu bölüm LAUV 'un BREATHE şarkısından esinlenerek yazılmıştır!]
✑𝓛𝓪𝓾𝓿 ﹣𝓑𝓻𝓮𝓪𝓽𝓱𝓮
"O parlayan gözlerini gülümseyerek izledim."
Hafifçe öne eğilmiş bedenim ve dizlerime yasladığım dirseklerimle öylece oturmuş yere bakıyordum. Bitik haldeydim. Kendimi şu zamana kadar hiç bu denli yorgun hissetmemiştim.
"İyi zamanlar değildi. Sadece sen vardın."
Gözlerim acıyla dolarken derin bir nefes alma gereği duydum. Sertçe yutkunarak boğazımda büyüyen o iğrenç hissi yok etmek istesem de korkuyordum. Kendi tükürüğümde boğulmaktan deli gibi korkuyordum.
"Bildiğim her şeyi bana sen öğrettin Seul!"
Acıyla gülümsedim. Sağ gözümden akarak yanağımı ıslatan gözyaşı bir asitten farksızdı sanki. Yakıyordu canımı.
"Ruhunun, tüm o dikenlerin arasından geçerek bir gül gibi büyüyüşünü izledim."
Gözyaşlarım görüş alanımı kapatıyorken elimin tersiyle yanaklarımı sildim. Kalbimden geçen deli gibi haykırma, bağırıp çağırma ve hiç durmadan ağlama isteği kafamın içindeki sessizlik sayesinde bastırılıyordu. Gözlerim dolmaya, buğulanmaya ve damlaları bir bir yanaklarımla buluşturmaya devam ederken derin bir nefes aldım. Bu nefes acı bir nefesti. Acı çektiğimin, acı içinde kıvrandığımın bir göstergesiydi. Ama en acı veren şey ise bunu sadece benim biliyor olmamdı.
"Senin...Tanıdığım o kadının içindeki kız çocuğu... Öldürüyor beni Seul! Bana sürekli İyiyim demen beni öldürüyor!"
Kendimi sıkmayı bıraktım. Yumruklarımı ve dişlerimi sıkmayı bırakarak ağlamaya başladım. İçimi dökmem lazımdı çünkü gerçekten bir ölüden farkım yoktu. Ama yaşamak zorundaydım.
"Her zaman, doğru zaman geldiğinde söylemek istedim.Ama bunun böyle olacağını tahmin etmiyordum."
Dudaklarımın arasından kaçan hıçkırık ile kafamı önüme eğdim ve sertçe akan burnumu çektim. Nefesim gittikçe daralıyordu. Kafayı yemek üzereydim.
"Bildiğim her şeyi bana sen öğrettin. Sen... Benim her şeyimsin, Seul. Her şeyim ve daha fazlamsın."
Artık bedenimi salmış, kendimi sıkmayı bırakmış ve küçük bir çocuk gibi ağlamaya başlamıştım. Şuan, şuracıkta can vermek istiyordum. Yaşamak ve daha fazla acı çekmek istemiyordum. Dayanamıyordum.
"Benim nefes almak için her şeyime ihtiyacım var Seul. Benim sana ihtiyacım var."
Dudaklarımın arasından titrek bir nefes bıraktım, içimdeki tüm o iğrenç hissi atabilmek adına. Ama bu işe yaramış gibi değildi. Daha çok ağlamak istiyordum.
"Benim ve oğlumuzun sana ihtiyacı var Seul..."
Oturduğum bir odun parçasının üzerinde hafifçe öne doğru eğilerek capcanlı duran toprağı avuçlarımın arasına aldım. Yeni sulandığı için toprağın ıslak olmasıyla birlikte ellerimin çamur olması umrumda bile değildi. Hatta sevdiğim kadının şuan bu topraklar altında canlı bedeni yatıyor olsaydı ellerimle kazırdım toprağı. Ama o ölmüştü, kollarımda can vermişti. Nefessiz kalmıştı. Nefesini bana ve oğlumuza bahşetmişti.
"Seni seviyorum." dedim derin bir nefes almadan önce. Gözyaşlarımı durdurabilmiştim ama hâlâ deli gibi bir ağlama isteği vardı içimde,engel olamıyordum.
"Verdiğim tüm sözleri tutacağım sevgilim. Kendime ve oğlumuza çok iyi bakacağım."
Burukça gülümsedim. Ve eğilerek sıcacık, sevdiğim kadının bedenini kolları arasına almış toprağa dudaklarımı bastırdım. Belki hissederdi. Belki de geri dönerdi.
"Seni çok seviyorum..."
@sysisi
12.02 2020[Doğum günü çocuğuna özel atayım dedim. Seni çok seviyorum. Lütfen iyi gününde de kötü gününde de hep güçlü ve mutlu ol. Kardeşlerine ve abilerine iyi bak. Ve içindeki o küçük oğlan çocuğunu bize hep göster. Seni seviyorum 🖤]
ŞİMDİ OKUDUĞUN
🌇🌆🌃✨🌌 ; NCT KISA HİKAYELER
Teen Fiction[NCT AND MORE] ❅ ❅ ❅ ❅ [SHORT STORIES] [Top 10] #1- Renjun , #1- Winwin , #1- Taeil , #2- Doyoung , #2- Yangyang #4- Marklee , #8- Wayv , #9- Xiaojun , #4- NctU , #6- NctDream , #5- Nct127 , #8- Lucas , #10- Taeyong , #10- Jungwoo , #4...