🏀~2(Zhong Chenle)

75 5 2
                                    

✑𝓞𝓻𝓪𝓷𝓰𝓮 𝓗𝓮𝓪𝓭

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✑𝓞𝓻𝓪𝓷𝓰𝓮 𝓗𝓮𝓪𝓭

Yepyeni bir ülkedeki yepyeni okulumun ilk günü oldukça sakin geçiyordu. İzlediğim dizilerde ya da okuduğum kitaplarda kız karakterler genellikle ilk günlerinde bir çok olay yaşıyorlardı. Çoktan beşinci dersi de bitirmiştik ama başıma henüz öyle bir şey gelmemişti.

Bunun için mutluydum gerçi. Hiç kimseyle sorun yaşamak falan istemiyordum. Tek derdim sakin bir hayat geçirebilmekti. Tabii bu çok genel bir istekti.

On dakikalık bir teneffüs diliminde sıramda sadece oturuyordum. Okulun ilk günü olduğu için kuralları pek de iyi bilmediğimden telefonumu getirmemiştim. Ama henüz bir tanesini bile tanımadığım sınıf arkadaşlarıma şöyle bir baktığımda neredeyse hepsinin elinde telefonlarının olduğunu gördüm. Bu kendimi biraz aptal hissetmemi sağladı ama çok da umursamamaya karar verdim ve kafamı sırama yaslayarak gözlerimi yumdum.

Saniyeler sonra sıramda hissettiğim sert bir vuruşla kafamı kaldırdım. Ve göz göze geldiğim ilk şey bir süttü. Çilekli bir süt. Kafamı, bu sütün sahibi olabileceğini düşündüğüm kişiye, yani hemen solumdaki Zhong Chenle'ya çevirdiğimde bana yandan bir bakış attığını ve kendi çilekli sütünü yudumladığını gördüm. Kaşlarım otomatikman kalkarken ona bakmaya devam ediyordum.

"İç. Ders boyunca karın gurultundan dersi dinleyemedim."

Duyduklarımdan sonra dudaklarımın arasından "Hah!" diye bir ses çıkmıştı. Bana yan yan bakmaya devam ederken oturduğu sırasını bacağı ile bir arkaya bir öne sallayıp duruyordu.

Sabah doğru düzgün bir şey yiyemediğim için ders sonuna doğru biraz acıktığım doğruydu ama karnımın gurultusu o kadar da şiddetli değildi. Ama acıkmıştım, evet.

Buna bu kadar kafa yormamam gerektiğini düşünerek arkama yaslandıktan sonra masanın üzerindeki sütü içmek için elime aldım.

"Sağ ol."

Sütü hiç beklemeden içmeye başladığımda yanımdaki çocuğun hareket etmeyi bırakıp bana bön bön baktığını görmem ile içtiğim sütün boğazıma dizilmesi bir olmuştu. Ben o kadar aptaldım ki okulun 'popüler' çocuğu tarafından durup dururken masama bırakılan sütü sorgusuz sualsiz içmeye başlamıştım.

"O sütü öylesine vermediğimi biliyorsun değil mi?"

Tabii ki de biliyordum. Ama bunu kavramam biraz zamanımı almıştı sadece.

Sütü yavaş yavaş dudaklarımdan uzaklaştırıp masanın üzerine geri koydum ve bakışlarımı bana bakan iki çift koyu renkli göze çevirdim. Badem gözleri bana muzip bir şekilde bakıyordu.

"Gördüğüm kadarıyla Matematik dersinde çok iyisin."

Bu konuşmanın sonunun neye çıkacağı şimdiden belliydi. Ama tek kelime etmedim.

"Sınavlara kadar bana matematik çalıştırır mısın?"

Bir an dizilerdeki kötü çocuklar gibi beni tehdit edeceğini ve eğer istediğini yapmazsam beni okula rezil edeceğini söyleyen bir tarzda konuşacağını düşündüğüm için nazik bir şekilde konuşması beni afallatmıştı. Bu halim ona komik gelmiş olacaktı ki kocaman bir kahkaha bıraktı.

"Ben kötü bir çocuk değilim, merak etme. Sana zorbalık falan yapmayacağım."

Badem şeklindeki biçimli gözleri öyle bir bakıyordu ki bana, bir an zihnimden geçen tüm düşünceleri okuduğunu düşünerek gerilmiştim.

Ona gönderdiğim tuhaf bakışlarım devam ederken konuşmayı sürdürdü:

"Rica ediyorum. Okulda kime bu teklifi sunsam günün sonunda beni sadece popülerliğim için kullanmaya başladı. Bu yüzden artık onlara güvenmiyorum pek."

Tam da sorusunu soracağım şey hakkında konuşması ve ilk defa konuştuğu birisine kendi hakkında bir şeyler söylemesi tuhafıma kaçmıştı.

"Peki bana nasıl güvenebiliyorsun?"

"Güvenmiyorum."

Açık ve netti. Bu kadar açık sözlü olması kalbimi ufaktan kırmıştı. Şu an onu reddetme isteğim içimde yavaş yavaş büyümeye başlıyordu.

"Ama artık son şansımı deniyorum çünkü sınıfta kalacağım."

Prestijli bir okulun en popüler çocuğu sınıfta kalacağını söylüyordu ve ben buna kıçımı yırta yırta kahkahalar atmak istiyordum.

Ama yapmadım. Yapamadım. İçimde yeşeren bu isteği yavaş yavaş soldururken ciddi bir şekilde ona baktım.

"Tamam, kabul. Ama şartım var."

"Evet, bunu tahmin ettiğim için hazırlıklıydım ama kabul ettiğin için sorun değil, istediğin şartı söyleyebilirsin."

Derin bir nefes aldım ve masanın üzerindeki yarım kalmış sütü parmaklarımın arasına yerleştirdim.

"Öncelikle, arkadaşlarına ya da seni tanıyan diğerlerine sadece ders çalışmak için buluştuğumuzu söyleyecek ve beni rahatsız etmemeleri konusunda onları uyaracaksın. İkincisi ise..."

Çilekli sütü sonuna kadar içtikten sonra boş paketi havaya kaldırıp gözlerinin önünde sergiledim.

"Bana her gün bu sütten satın alacaksın. Anlaştık mı?"

Dudaklarıma ufak bir sırıtış yerleştirdiğimde onun da benim gibi sırıttığını gördüm. Kafasını sallayarak beni onayladıktan sonra çantasından bir kutu çilekli süt daha çıkardı ve elime tutuşturdu.

"Bugün kıyak geçiyorum.

Kutuyu parmaklarımın arasına aldıktan sonra ona doğru bakan bedenimi önüme çevirdim ve ikinci kutu sütümü de yavaş yavaş içmeye başladım.

@sysisi
21.01.2023

[🤍]

[🤍]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌇🌆🌃✨🌌 ; NCT KISA HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin