📄(Kim Jungwoo)

92 2 2
                                    

✑𝓗𝓮𝓵𝓹

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✑𝓗𝓮𝓵𝓹...𝓟𝓵𝓮𝓪𝓼𝓮

"Evet biliyorum, diğerleri gibi güzel değilim. Harika bir vücudum yok. Mükemmel bir kişiliğim yok. Hepsinin farkındayım zaten."

Sesim oldukça hayal kırıklığı doluydu. Kelimeler ağzımdan çıktıkça sesimin titrediğini hissedebiliyordum. Dolan gözlerimi sakinleştirmek adına sıkıca yumdum ve derin bir nefes aldım.

"Ama ben buyum. Elimden gelen de bir şey yok, üzgünüm." dedim, tam karşımda sakince beni izleyen kadına. Beni doğuran, büyüten bu kadın ve nedense böyle kırıcı sözleri en çok duyduğum kişi yine bu kadın. Annem beni daralttığının ve ne kadar çok kırdığının farkında değildi belki de ama ben artık kaldıramayacak, sessiz kalamayacak duruma gelmiştim.

Annem tek kelime etmemişti. Ben de bir türlü sakinleşmeyen dolu gözlerimle evden hızla çekip çıkmıştım. Yüzümden asla düşmeyen siyah bez maskemi takarken hızla ilerliyordum boş sokakta. Okula gitmek evde kalmaktan daha iyiydi benim için şu an.

Bir altmış dört boylarında, yaklaşık altmış altı kilolarında, kısa kahverengi saçlı bir kızdım.20 yaşında bir üniversite öğrencisiydim. Haftanın üç günü dersim vardı ve onun dışındaki günlerde yarı zamanlı bir işte çalışıyordum. Neredeyse hiç arkadaşım yoktu. İnsanlarla iş dışında ya da okul dışında arkadaşlık ilişkisi kurmayı sevmezdim. İnsanlar beni bu yüzden garip bulurdu ama biliyor musunuz, zerre umurumda değildi.

Yaklaşık beş dakikalık bir gecikmenin ardından iki saat boyunca lanet okuduğum Japonca dersine başlamıştık. Japoncayı severdim, konuşmayı da severdim. Ama ders hocamız o kadar lanet birisiydi ki...Onu açıklayabileceğim tek kelime buydu sanırım.

İlk dakikasından son dakikasına kadar lanetler okuduğum kadın amfiden çıkarken arkasından baktım ve derin bir iç çektim. Hala ders ortasında birkaç kez taktığım maskeye laf atması aklıma geldikçe sinirden vücudum titriyordu.

"Affedersin!"

Tam arkamdan duyulan hafif kalın bir ses ile olduğum yerde durdum. Bedenimi arkama çevirmeye gerek kalmadan o önüme gelmiş ve tam karşımda dikilmeye başlamıştı.

"Sen Sisi'sin değil mi? Yazdığın birkaç makaleye göz gezdirdim de bana bir konuda yardımcı olur musun?"

Öncelikle bir saniye! Bu uzun boylu ve gayet iyi bir yüze sahip çocuk bana ne zırvalıyordu?

"Ben mi?" demiştim kendimi işaret ederken. Kafasını sallayarak büyük bir hevesle beni onayladı.

"Hangi yetkiliye sorsam yazı konusunda senin bana en iyi şekilde yardım edebileceğini söylediler." dedikten sonra bir şey unutmuş gibi heyecanla yerinde kıpırdandı ve sağ elini bana doğru uzattı.

"Bu arada ben Jungwoo. Felsefe bölümü birinci sınıf öğrencisiyim."

Benden küçük müydü? Hiç göstermiyordu oysa ki.

"Memnun...Oldum." dedim ne diyeceğimi bilemez bir haldeyken. Koridorun ortasında ayak üstü bir konuşma gerçekleştirsek de insanlar uzaylı görmüş gibi bize bakıyorlardı ve bu oldukça rahatsız ediciydi.

"Lütfen bana yardım et. Bir ay içerisinde yetiştirmem gereken bir yazı var ve ben nasıl yapacağımı bilmiyorum."

Yüzündeki endişeyi çok net okuyabiliyordum. Yanlış hatırlamıyorsan onun öğretmenlerinden birisinden ders alıyordum ve Felsefe bölümü öğrencilerine verilen makale ödevlerinin ne kadar berbat seviyede olduğundan az çok haberim vardı. Bu yüzden bu kadar endişeli olmasını garip karşılamıyordum.

"Karşılığında ne istersen yaparım. Para bile veririm. Lütfen!"

Kaçlarım aniden çatılırken kafamı iki yana salladım. "Para istemiyorum. Karşılığında bir şey istemiyorum. "

İsminin Jungwoo olduğunu öğrendiğim bu tatlı çocuk bana mahcup bir bakış atarken derin bir nefes aldım. "Tamam, yardım edeceğim."

Yüzünde aniden açmaya başlayan çiçekleri gördüğümde konuşmasına izin vermeden konuşmaya devam ettim:

"Ama benim de yapmam gereken ödevlerim var. Bu yüzden beni sıkboğaz etme."

Jungwoo resmen yerinde minik minik zıplarken aniden elimi kavradı ve hızlı hızlı sallamaya başladı. 

"Dediğini dikkate alacağım. Çok teşekkür ederim!"

Bu ani hareketi beni afallattı çünkü etrafta gelip geçen bir sürü insan vardı. Herkes bize bakarken kızardığımı hissederek elimi hızla kendime doğru çektim.

"Öyleyse... Görüşürüz!"

Ve tek kelime etmesine izin vermeden koşar adımlarla oradan uzaklaştım. Jungwoo adlı çocuk kimdi hiçbir bilgim yoktu ama tek bir düşüncem vardı. O da bu çocuğun okulda kızları kendine aşık eden ve popüler kızların hedefi olmamı sağlayan o kişi olmamasıydı...

@Sysisi
19.02.2023

[Lütfen yorum yapmadan geçmeyin. Siz yorum yapınca benim yazama isteğim daha da artıyor. Şimdiden teşekkür ederim 🤍]

 Şimdiden teşekkür ederim 🤍]

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌇🌆🌃✨🌌 ; NCT KISA HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin