Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
✑𝓟𝓻𝓸𝓫𝓵𝓮𝓶𝓪𝓽𝓲𝓴
O, genç kız için hep korunması gerektiğini düşündüğü bir gençti.Siyah saçları, şaşırdığında yuvarlak şeklini alan koyu kahve gözleri ve yay kaşları vardı. Gözlerinde siyah kemikli gözlükleri ve sol kolunun altından asla ayırmadığı geometri testleri vardı. Bir seksen boyu ile kendisinden sadece iki santim uzun olan bu çocuk, genç kız için her şey demekti.
Mark Lee, okulunun çalışkan öğrencilerinden bir tanesiydi. Onların aksine, bu başarısıyla asla övünmez, ya da gösteriş yapmaya kalkışmazdı. O insanların sahte sözcüklerinden uzak, çok sevdiği geometri sorularıyla ilgilenirdi. Güzel yüzüne eşlik eden kemikli gözlüklerini sürekli burnunun üzerine tekrardan yerleştirmek onu rahatsız etmezdi.
O'nu rahatsız eden şey çekingen bir yapıya sahip olmasıydı. İnsanlarla kolay kolay iletişim bile kuramazken elleri ve sesi titrerdi. Soğuk terler dökerken karşısındakilerin ona tuhaf bakışlar attığını hisseder ve kendisine 'Sorunlu' demelerine engel olamazdı.
O'nun tek rahat olduğu kişi Sisi'ydi. Sisi, gün sonu eve vardığında onu rahatlatan ve kolaylıkla iletişim kurabildiği tek kişiydi. Yıllardır aynı evi paylaşıyorlardı. Liseyi birlikte bitirmişler, Mark iç mimarlık fakültesinde eğitimini sürdürürken Sisi açıktan devam etmeyi seçmişti. Okul ortamı ona göre değildi. Bunu dört senelik lise hayatında çok iyi anlamıştı.
İki gencin de ailesi yanlarında yoktu. Mark Kanada'dan buraya Sisi ile birlikte gelmişti lise için. Annesi ve babası ayrıydı. Annesiyle görüşmüyordu ve babasıyla da sadece arada bir telefon görüşmesi yapıyorlardı.
Annesini tanımıyordu aslında. Sekiz yaşına kadar birlikte olduğu bu kadın ile olan anıları, ne kadar hafızası kuvvetli olsa da, asla hatırlayamıyordu. On üç yaşında Sisi'yle tanışmıştı. Kadınlara nasıl yaklaşabileceğini bilemeyen Mark bile Sisi ile bir haftada en yakın arkadaş olmuşlardı. Çünkü Sisi onu anlıyordu. O kız onu anlayan ve onu seven tek kişiydi.
Buna tüm kalbiyle inanıyordu.
Sol kolunun altında tuttuğu geometri testini düşmemesi için sıkıca kavrarken burnunu çekti sertçe. Fakültenin geniş kapısından bedenini soğuk havaya attığında titrediğini hissetti. Sonbaharın başlarındaydılar ama görünüşe göre kış erkenden gelmişti.
Sisi'nin onun için aldığı kahverengi kabanının ceplerine yerleştirdi iki elini. Sol kolunun altındaki test hâlâ yerli yerindeydi. Adımları cadde boyu ilerliyorken kararmakta olan bulutlardaydı gözleri. Yağmur yakındı. Mark ıslanmaktan hoşlanmazdı.
Burnunun ucuna düşen gözlüklerini işaret parmağıyla düzeltireken kafasını öne eğidi. Arnavut kaldırımda şekilsizce dizilmiş taşları izledi bir süre. Telefonu çaldı ama dikkati yerdeki taşlardaydı genç oğlanın. Adımları normalin aksine yavaştı ve kısa süre sonra kendine gelmesini sağlayan şey tekrardan çalmaya başlayan telefonu olmuştu.
