♂️(Johnny Suh)

535 25 9
                                    

✑𝓛𝓸𝓼𝓮 𝓨𝓸𝓾𝓻𝓼𝓮𝓵𝓯

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

✑𝓛𝓸𝓼𝓮 𝓨𝓸𝓾𝓻𝓼𝓮𝓵𝓯

"Hey Johnny! Sonra görüşürüz."

Arkadaşlarım bana seslendiğinde arkamı döndüm ve onlara kısaca el sallayıp eve girdim. Sol omzuma astığım çantamı kapının hemen yanına bırakmış ve ayakkabılarımı çıkarmıştım. İçeriden yine bir takım sesler duyuluyordu.

"Prensesim? Abin geldi."

Lisa üzeründeki bebek mavisi tüllü elbisesi, ev terlikleri ve sağ elinde tuttuğu maymun oyuncağıyla tam karşımda duruyordu. Günün tüm stresini, yorgunluğunu anında üzerimden atarak dizlerimin üzerine çökmüş ve gülümseyerek kollarımı iki yana açmıştım. Ama o koşup bana sarılmak yerine dolan gözleriyle gözlerimin içine bakıyordu.

"Beni sevmiyorsun!"

Yüzüme doğru bağırdığında ve koşarak odasına girdiğinde yüzümdeki gülümseme yavaşça solmuştu. Ne olduğunu anlayamayan beynim yavaş yavaş kendine geldiğinde, büyük bir sinir ve hayal kırıklığıyla ayağa kaktım. Adımlarımın hedefi oldukça küçük olan ve her anında sigara kokan mutfağımızdı.

"Anne!"

"Ahh John? Geldin demek."

Annem sigarasından derin bir nefes aldıktan sonra bakışlarını bana çevirmişti. Üzerimdeki basketbol ceketini çıkarıp camın önündeki sandalyenin üstüne bıraktım.

"Ona yine ne söyledin?"

Annem soruma karşılık birkaç saniye aklında bir şey tarttığını gösteren bakışlarını yüzümde gezdirmiş, ardından "Kime?" diyerek diğer elinde tuttuğu birasını yudumlamıştı.

"Lisa'ya.Kızına!"

Bu tavrı sinirimi iki katına çıkarmıştı.Annem umursamaz bir kadındı. Babam öldükten ve yapayalnız, beş parasız kaldıktan sonra da bu umursamazlığı katlanılamaz bir hal almıştı. Bırakın evi veya da bizi, çocuklarını düşünmeyi, kendisini bile düşünmüyordu. Aklınıza gelebilecek her konuda.

"Ahh o mu?"

Biten sigarasını lavaboda söndürdükten sonra bir tane daha yakarak dudaklarının arasına yerleştirmişti.

"Ne söylemişim?"

Derin bir nefes aldım. Aldığım bu nefes hırıltılı bir şekilde ciğerlerime ulaşmış ve canımı yakmıştı. Gözlerimi sıkıca yumup tekrardan açma gereği duymuştum.

"Ona neden onu sevmediğimi söyledin?"

"Seviyor musun ki?"

Annem tek kaşını kaldırarak yüzüme bakmıştı. İfadesindeki o ukalalık, şımarıklık ondan daha çok nefret etmemi sağlıyordu.

"Onu sevmiyorsun John!"

Sert adımlarımla yanına ulaştığımda ve iki omzundan da tutarak bana dönmesini sağladığımda yüzündeki şaşkın ifade midemi bulandırmaktan başka bir işe yaramıyordu.

"Onu seviyorum!" dedim sert bir şekilde. Amacım bunu anlaması ve beyninin ölmeyen bir köşesine kazımasıydı.
"Onu her şeyden çok seviyorum!"

Lisa benim bu hayattaki tek varlığımdı. Ne beş kuruş paraya, ne kendi evime ne de bir anne babaya sahiptim. Sahip olduğum tek şey ve şuan nefes alma nedenim, yaşama nedenim kız kardeşim Lisa'ydı. Altı yaşındaydı ve ben altı senelik hayatında yaşadığı boktan farksız olan anılarının devam etmemesi için yaşıyordum. Tek amacım buydu.

@sysisi
05.01.2020

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
🌇🌆🌃✨🌌 ; NCT KISA HİKAYELERHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin