Bölüm albümü;
Lana del rey - Diet mountain dew
Vera - Deniz kabukları
Lissie - record collecter
No1 - PopŞarkı albümü neden çorba gibi diye sorabilirsin, çünkü haklısın. Ama bilmeni isterim ki ben biiiirsürü tarz dinliyorum ve senin zevkinin hangisine yatkın olduğunu bilmiyorum. O yüzden her tarzda koyuyorum..
İstediğini dinleyerek, iyi okumalar güzel okuyucum ^o^
°Sessizliğimi koruyup onun konuşmasını beklerken ayağa kalkıp trabzanlara tutunarak aşağıya baktım. Çok yüksekti ve kapkaranlıktı. Her an aşağıya düşecekmiş gibi hissediyordum. O aç karanlık beni içine çekecekmiş gibi...
Geri arkamı döndüğümde yanında diz çöküp her ne kadar ezbere bilsem bile gözlerini incelemeye başladım. "Söyle." gözlerini kaçıyordu. Sanki gerçekten istemeden söylemişti az önceki dediklerini. "Söylemeyeceğim, ne oluyor bana lan." ellerimi yanaklarına koyup bana bakmasını sağladım.
"Söyleyeceksin."
Şuan ona dokunmuştum!
Ama bu cesaret rüzgarlarını onun bana verdikleri sayesinde estiriyordum. Ondan bana en ufak bir şey geçmese ben bunu ona yapmaz, yapamazdım.
Kendimden bu kadar emin konuşmam rahatsız olmasını sağladı ki herhalde gözlerini yüzüme dikip kısarak çok sinirli baktı. "Emir demiştim." Dudaklarımı yaladım benim de bir sınırım vardı ve sabrım tükeniyordu. "Beni daha da kışkırtıyor emir verme." konuyu değiştiriyordu.
Ciddi olduğum zaman ona ismiyle hitap ediyordum yani galiba çünkü bunu bende şuan fark etmiştim, Can dan alışmıştım herhalde. "Deniz sonra istediğin cezayı verirsin ama şuanda umrumda olan son şey bu." Gözleri dudaklarıma kaydı. Uzunca baktı ve sonra tekrar suratıma döndü. Yaptığı bu hareket içimde tuhaf bir etki yarattı ve sıcak basmaya başladı elektrik şok verilmiş gibi vücuduma bir titreme geldi. Tekrar dudaklarıma baktığında "Seni kendi asistanım yapmayı düşünmüştüm benim mekanımda." diye kendinden emin e cevap verdi.
Gülmeye başladım. "Bu muydu?" kendimi geriye bırakıp sırtımı trabzanlara yaslayarak oturdum. "Oraya bir kere gidersen çıkışın tek bir şekilde olur Mercan. Kafanda kurşunla." tüylerim ürperdi ama bu hiçbir şeyi değiştirmezdi ki. "Ben buradan nasıl çıkabilirim ki zaten." ağlanacak hale gülmek bu olsa gerekti.
Kirli ona çok yakışan sakalını biraz sıvazladı. "Haklısın ama... Hem de elimde olmamıştı. Yapmayı hiç denemedim. Hasan bana çok kızdı ama... " başka bir şeyden mi bahsediyordu?
Dikkatle yüzünü incelediğimde kaşlarını çatarak sustu. Bir sorun vardı, elinde olmadan bir şeyler söylüyordu ama sonra pişman oluyordu. Ve bunu isteyerek yaptığını düşünmüyordum.
Daha konuşmayacağını anladığımda önünden eğilip eşyaları tepsiye tekrar dizmeye başladım. Sonra da alıp ayağa kalktım. "Neyse bence geceyi burda bitirebiliriz hadi git zıbar." Ayak bileğimden yakalarken az kalsın düşüyordum. "Dur bir dakika." dedi boğuklaşmış sesiyle. Bende derin bir nefes aldım.
Allahım beni sınıyor musun ya?
"Heh söyle." o da ayağa kalktı ve önümden geçip odaya girdi. Önce dur diyordu sonr so gidiyordu mal mıydı bu! "Git işlerini hallet hemen, 5 dakikaya gel seninle konuşacağız." gözlerim nedensizce açıldı. "Ne konuşacağız?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...