Bölüm albümü;
Fefe dobson - Save me from L.A
Lana del rey - Bartender
Mavi gri - O ben olamam
Tuğkan - Aylar olmuş
Einaudi - İ giorni
°Barmen shot bardaklarını verdikçe aralarında ne konuşulduğunu umursamayarak kafama dikiyor, üstüne de miniminik limon dilimlerini yiyordum. Beni burda bırakması hiç hoşuma gitmemişti. Gerçi sen de gelebilirsin demişti ama sanki istenmiyormuşum gibi hissettiğim için "Yok sorun değil siz konuşun." diyerek durmamıştım.
Bakışlarımı yanlarında iş arkadaşları olduğunu öğrendiğim kadına çevirdim. Etrafta manken gibi kızlar varken ben en salaş halimle gelmiştim, bu da rahatsız etmiyor değildi.
Kafami sikeyim, kuduruyorum lan kuduruyorum, ne rahatsız olması! Hepsi zaten barbie bebek gibi süslenmiş püslenmiş gelmiş bir de kıkırdıyorlardı. Ben o bebeklerin kafaları nasıl kopartılır çok iyi biliyorum da neyse.
Barmen şaşkınca bana bakarken bardağımı tekrar doldurdu. O sırada kafamı çevirip Deniz'e baktım. Hala Deniz demeye alışamamıştım.
Sinirden kendi kendime mırıldanarak güldüm. Barmenin bakışları daha da saçma bir hal alarak üzerimde gezinince kahkaha atıp "No, no, no sarhoş olmaaadım kiii, doldur doldur sen." dedim. O sırada gülüşümü duyan Deniz, keskin, içimi delen bakışlarını bana çevirmişti.
Barmen de elindeki sildiği bardağı ve bezi bırakıp tezgahın arka tarafından çıkarak benim oturduğum yere doğru geldi.
Elimdeki kafamı dikerek içtiğim ve şuan boşalan bardağı alıp homurtularım eşliğinde uzanarak tezgaha bıraktı. "Olabilirsiniz gerçi olucak gibisiniz de. Ama benim Deniz beye sormam gerek daha fazla vermek için." dedikten sonra yanımdan uzaklaşacakken kolundan tuttum ve kendime doğru çektim.
Bakışlarımın ufak bir kısmını da Deniz'e çevirdim. Bu dokunuşumla Deniz bütün dikkatini bize vermiş pür dikkat elimin olduğu yere barmenin koluna bakıyordu. Demekki böyle dikkatini çekiyorum ha Deniz bey?
İçimde bir şeyleri durduramazken boynumu da tutamıyordum. Sağa sola eğiliyordu istemsizce ama sarhoş olmadığıma da emindim.
"Her müşterinin içeceği miktarı Deniz beyine sorar mısın?" dedim flörtöz bir tavırla barmene yaklaşarak. Gözlerim barmende gibi gözükse de kenarından Deniz'e bakıyordum. Hasan onun şuan meşgul olduğunu fark etmeden konuşmaya devam edince eliyle bir dakika işareti yaptı ve üçü birden o ucube sarışın da dahil bana baktı.
Barmen gergin bir şekilde gülümseyerek "Müşterimiz eğer Deniz beyin çok özel bir misafiri olursa evet sorarım." diyince yüzümü ekşiterek hafifçe öne doğru eğdim. Sonra da gülümsedim ve garsona biraz daha yaklaştım. Dudaklarımızın arasında a4 kağıdı kadar boşluk falan vardı. Şuan nedense zafer kazanmış bir insan edasıyla Denizin karşısına geçip gülerek suratına bakmak istiyordum. Onun dikkatini neden çektiğimi tahmin edebiliyordum.
Kudur köpek!
Dikkatini çekmemin sebebi hiçbir şeyi olmasam bile, sahiplenme duygusu oluşmuştu sonuçta aynı evde kalıyor herkese sevgili olduğumuzu söylüyorduk. İçinde ister istemez ufak bir gerçekçilik oluşmuştu. Tabi bu benim düşüncemdi.
Çocuktaki gerginliği ben bile hissedebiliyorken, dudağının kenarındaki gülümsediğinde ortaya çıkan gamzesine baktım. "Peki bu misafir erkek olsa da mı? Diyelim ki iş arkadaşı geldi. Ona da mı?" diye sordum ve o gözlerime dikkatlice baktı. Sonra da bakışları dudaklarıma kaydı ve hata yapmış gibi gözlerini kırpıştırarak birden geri çekildi. "Eğer Deniz beyin sevgilisi ise, kim olsa öyle yapardım."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
AcciónBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...