Bölüm şarkısı ¦ Yüzyüzeyken konuşuruz - dinle beni bi
°
"Ne istiyorsun?" ukalaca gülümsedi ve elimdeki sigarayı alıp o içmeye başladı. "Şimdi ne istiyorsun mu oldu? Ahh benim denizkızım ne kadar da değişmiş. Neredeydin sen ben bunca zaman seni aradım hep. Adını bilmiyorum bir şeyini bilmiyorum. Kırmızı elbiseli kız diye arıyordum. O değil de benim patronum olmanı hiç beklememiştim. " ayağa kalktım ve ." Ebenin..... " cık cık yaptım." Git başımdan seninle uğraşmam. " kahkaha attı ve o da ayağa kalktı." Uu sert kadın, severim. "
Yalnız ben seni sikerken pişman olursun. Şuna bak yaa pezevenk seniii.
Deniz in gelmesine daha çok vardı. Ben de bu arada mideme biraz besin girerse iyi olurum diye düşünerek büfeye ilerlemeye başladım. Zaten çantam minik olduğu için bir daha cüzdan taşıyamazdım. O yüzden paramı direk içine koymuştum. Son param işte burada. Dur bakıyım, aha sadece 100 TL. Banka hesabından para çekmem gerekli offf.
"Bir tane burçak bir tane de kahve." parayı adama uzattım. Para üstü bir sürü bozuk verdiğinde hiç bakmadan çantamın içine attım. Minik bir el çantasıydı. "Kahve iki olsun." kafamı sağa çevirdim. "Ya bir sıktır git. Farkında mısın bilmiyorum ama istersem şuan se-." sıçtığımın resmidir bu.
"Deniz ,hayatım " kaşlarını çatarken çenesi kasıldı. Aha tam da şuan sıçtım. Farketti kesin farketti.
"Sen kime sövüyorsun böyle?" yok bir şey diye geçiştirmek istiyorum şuan ama yemez kiiiii. Yada yer mi? "Yok bir şey ben öyle boş boş." adamın verdiği kahveleri deniz aldı ve bende büskivimi aldım."Hm" Deniz oturduğumuz banka doğru giderken. "Reis, buraya oturalım." çimleri elimle işaret ederken. "Bebeğim farkında mısın erkek gibi konuşuyorsun. Ayrıca benim altımda takım elbise var. "
Güldüm, elbisenin yırtılmamasına ve bacaklarımın açılmamasına dikkat ederek oturdum çimlere. Çantayı kenara attım ve büskivimi açtım. Deniz de zoraki yanıma otururken gözlerim etrafı taradı. İnsanlar dik dik bana bakıyordu.
Herhalde alışılmamış bir yöneticiyim. Onlar gibiyim. Normalde bir yönetici olsa kantindeki camdan klimalı oturma yerine gider, rezene çayı içerdi. Ama ben burda buskivi yiyordum ve çimenlere götümü yayıyordum. Artık insanlarda nasıl bir önyargi oluşturuyorsa yöneticiler veya ne biliyim yüksek kademeli çalışanlar, patronlar. Ki işin kötüsü buna babam da dahil. O da her zaman burjuvazi bir insandı. İnsanların gözleri önünde gerçek kişiliğini pek göstermezdi.
Ama ben böyle düşünmüyorum, her ne olursan ol, ya olduğun gibi görün yada göründüğün gibi ol. Mevlananın mükemmel sözü gibi.
"Ne oldu sana?" büskivi den bir tane ağzıma atıp çiğnedim ve yuttum. "Bir şey olduğu yok." gülümsedi ve kahvesinden bir yudum aldı. "Hadi ama prenses kimi kandırıyorsun." ben de kahvemden bir yudum aldım ve sonra aklıma geldi.
Hemen ayağa kalktım kendi kahvemi ve denizin kahvesini alıp çöpe attım. Bitkiye dökemem kaynar sonuçta kökünü yakar. Buskiviyi de önüme çıkan bir çocuğa verdim. Geri yanına gittiğimde" Ne oldu? " gülümsedim ve bön bön suratına baktım." Biz nereye gidicez deniz?" aynı sersemlik te suratıma bakarak" Nikah dairesineeee. " eğilip çantamı aldım ve tek elimi uzattım.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...