Bölüm şarkısı; Cigarrates After Sex -Heavenly
°
Gerginlikten ellerim titrerken birden ne yaptığımın farkına vardım.
Hayır bu ben değildim.
Ben kendi isteklerimle, iç güdülerimle hareket eden güçlü ve bağımsız bir kadındım. Hala da öyleyim ama sorun şu ki ben bunu istiyor muyum henüz ona karar veremedim.
Kimseye boyun eğmem, evet burada zorla tutuluyor olabilirim ama aslında istesem gidebilirim.
Aslında arafta kalarak karar veremeyen bendim.
Ben kendimle bile çelişirken ellerini belimden ittirdim. O anda kolum bardağa çarparak aşağıya düşürdü ama ben umursamadan arkamı dönüp hızlı adımlarla merdivenlere yöneldim. "Mercan" seslenişini duyduğum halde odama girip kapıyı kitledim.
Ne yapmaya çalıştığıma karar vermeden veya aklımdakileri kendime itiraf etmeden sınır ihlali yapmayacaktım. Bunu yapmasına da izin vermeyecektim. Heleki o gün onu öpmek hoşuma gittikten sonra... Ne istediğimi bilmeyen salak bir kız olmamalıydım.
Yatağa yatıp cenin pozisyonunu alırken merdivenlerden gelen ayak sesini duyabiliyordum.
Hata yapmıştım. Öpmesine baştan izin vermemeliydim. Hatta baştan onu öpmemeliydim. Çok büyük bir hataydı bu, o bir katildi, kendimi kaptırmamam lazımdı, kaptıramazdım.
"Mercan? Aç şu kapıyı konuşalım. Eğer... " cümlenin devamını getirmemiş susmuştu. Yastığı kafamın üstüne çıkarıp bastırarak her şeyin geçmesini bekledim. Annem gelse sanki çocukluğumdaymışım gibi sırtımı sıvazlasa, her şey geçecek, korkma dese. Belki gerçekten değişirdi, bilemeyiz. Veya aptalca kurduğum bir hayalden ibaretti bu.
"Uyumak istiyorum, gider misin?" sesim koca odada yankılandıktan sonra kapıya tekrar tıklattı. "Bu durumda uyuyamayacağını ikimiz de biliyoruz. Bu kapıyı ya sen aç yada ben açarım. " dolan gözlerimi odanın içerisinde dolaştırdım. "Deniz lütfen."
Galiba bunu en başta kendim yapmıştım. Ama şuan bir seçim şansım vardı. Ya benliğimi bir kenara bırakıp anlık hislerin peşinden koşacaktım ya da kendim olup hiçbir şey olmamış gibi davranacaktım.
Bence kesinlikle ikincisi.
Ayağa kalktım ve ikinci şıkka karar verdim. Kapıyı açıp öylece suratına bakamazdım. En iyisi bir şeylerle uğraşıyormuş gibi yapmak. Aklıma gelen ilk şeyi uygulayıp dolabın kapağını açtım. Kıyafet seçiyormuş gibi yaparak ona bakmayacaktım. O sırada büyük bir gürültüyle kapı menteşelerinden ayrılıp yere düştü.
Şokla geri çekildim. "Sen ne yapıyorsun manyak mısın yaa?" ellerimi korkuyla havada asılı kalmışken indirdim. "Ben sana aç demiştim." yanıma doğru gelip ellerini kollarıma koydu. "Dokunma bana." gözleriyle verdiğim tepkiyi anlamaya çalıştı. Haklıydı. Bir öyleydim bir böyle.
Ellerini kollarımda gezdirmeye devam edince geri çekildim. Gözleri adeta gözlerimde asılı kalmış öylece bakıyordu. Ne bir kırpma ne bir kaçırma. Ben gözlerimi dolaba çevirdim ve sanki elbiselere bakıyormuş gibi rastgele bir elbiseyi askıdan çıkarıp bakmaya başladım. "Ne yapıyorsun?" cevap vermeden son kez emin olarak bir elbiseyi kenara ayırdım. "Yarın için çok gerginim o yüzden ne giyeceğime bile sabahtan beri anca karar verdim." yatağa attığım elbiseyi alıp baktı. Dikkatlice inceledi. "Bence bu fazla açık yok yok giyme sen bunu maazallah sana bakan falan olur hastahanede fazladan cinayet ameliyatı yaşanmasın ilk günden."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...