Bölüm şarkısı : Miley Cyrus - Nothing breaks like heart
Yorum yapmayı ve oylamayı lütfen unutmayın. Uzunca bir bölümle sizi baş başa bırakıyorum veeee iyi okumalar.
°Deniz'in girdiği şokla kocaman açılan gözleri bana odaklanmışken ben haklı olmanın verdiği zevkle ona baktım. "Hassiktir tabi. Ne oldu? Ben genelde haklı çıkarım Deniz bunu unutma. Şimdi götünü kurtarmaya bak." kafam karışmıştı hatta tedirgindim ama böyle bir şey yoktu! Olamazdı yani bunlar sadece hurafeydi.
Afra'yı geriye doğru çekerek suratına baktım. Aynı babasıydı yaaa! Beyaz tenli ve yeşil gözlüydü. Tamam kabul Deniz onun kadar sarışın değildi ve bende sarışın değilim. O zaman bu çocuk neden sarı? Herhalde eskilerden vardı. Tabi ki de gerizekalı Mercan başka seçenek mi var? Çatır çatır doğurdun onları başkasının olamayacağına göre. İç sesim neden benden fazla konuşuyordu.
Suratımda ki tebessüm tutkal olmuş yapışmış, makyaj olmuş oturmuştu. "Deniz sana çok benziyor." dedim ve yatağa oturdum. Kasıklarımda bir sızı oluşurken umrumda bile değildi. Sonuçta güzel bebeğim kucağımdaydı. "Asena da cidden sana benziyor anasını satayım. Kocaman gözleri kahve rengi saçları ve en sevdiğim kiraz gibi dudakları var."
Kalbim midemde atmaya başlarken heycanıma yenik düşmemeye çalıştım. "Sonuçta annesiyim." gözleri bende odaklı kalırken birkaç saniyede yoğun bir duygusallık içime doldu. "Sonuçta babasıyım."
Kafamı salladım.
Çok güzel bir aile olmuştuk.
Gözlerim içime dolan duygusallığı damla yapıp akıtırken bebeğimin tulumunu giydirip çıt çıtını kapattım. Deniz de sessizliğini korudu ve yanıma oturarak uzandı. Afra kucağımda mayışırken ben de uzanarak Deniz'e daha da sokuldum rahatlatıcı kokusunu içime çektim.
Denizin dikkatli bakışlarını üzerimde hissederken gözlerimi açtım. O da benim gibi Asena'yı kucağına yatırmış beni izliyordu. " Bana her şeyi veren kadın, seni çok seviyorum." tarif edilemez bir his mükemmel boyuta ulaşırken içimde kendime yer kalmamıştı. Başka bir şey düşünemiyordum. "Bende." diyebildim. "Bende."
İkimizde sadece susup birbirimize bakarken Deniz kolunu boynumun altından geçirerek beni kendine çekti ve bende bu yaptığı hareketle gözlerimi yumdum. Dünyanın en mutlu yeri olabilir miydi burası! Kesinlikle öyleydi.
☯︎
Kucağımda bir hareketlilik olduğunda gözlerimi açtım. Afra uyanmış bana bakıyordu ve işaret parmağımı eliyle tutuyordu. "Güzel kızım benim.." diyerek gülümsedim. Daha da kendime çekerek sarıldığımda kararmaya yüz tutmuş odanın içinde bir sürü çiçek vardı. "Deniz." diye mırıldandım. O da uyuya kalmıştı yanımda.
Gözlerimi çok güzel gözüken papatyalardan çekip sağa döndüğümde yoktu. E biz birlikte uyumuştuk?
Beşiğe baktığımda Asena da yoktu. Allah Allah. Kaçırdılar mı çocuğumu. Kötü adamlar mı yedi çocuğumu. Kendi kendime gülerek ayağa kalktım. Babasıylaydı büyük ihtimalle boşuna huzursuzlanıyordum. Yada sonsuz sayıdaki ısırarak bakmaya niyetli amcaları veya teyzeleriyle.
Bebeğimi iki dakika sandalyeye bıraktım ve ayağıma çorap giyip siyah vanslarımı giydim. Terlik getirseymişim keşke. Ama zaten yarın akşam çıkış yapacağız gereği de kalmadı değil mi.
Afra'nın kafasına kenarında kuzu kulağı gibi çok tatlış kulak olan bir bere giydirdim. Ellerine de elivenini taktığımda ayakları zaten tulum yüzünden kapalıydı. Bir battaniye alıp kundakladım ve uzun kirpiklerinin altındaki yeşil gözlerine baktım. "Oy benim bebişim ilk kez gezecek miymiş."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...