Hepinize merhaba dostlarım! Bütün sırların mantık çerçevesi dahilinde gizlendikleri perdeden çıkışları mevcuttur.
Bu kurguyu hiçbir yerden okumadım emin olabilirsiniz hepsi kendi hayal gücüm, ve vereceğiniz tepkiler için aşırı heyecanlıyım.
Böylesine bir kitap nasıl bu denli yön değiştiriyor diyebilirsiniz ama amacım zaten buydu, sadece başta aşırı zoraki evlilik tarzı olmuş jfjcidixii
ÇOK KOMİK.
Neyse, kitap bitince düzenleyip bir yerlere başvurmayı düşünüyorum hadi hayırlısı...
İyi okumalar, şarkıyı tek tıkla başlatmayı unutmayııııın!
☼︎
İhtiyaç.Bunca zamandır anneme bile ihtiyacım olduğunu kabul etmemişken bulunduğum bu konumda Deniz'e ihtiyacım vardı.
Tıpkı yeni doğmuş bir bebeğin doğduğu o kaderin nakış nakış ruhuna, bedenine işlendiği gecedeki bunu hissedip ağladığında annesine duyduğu ihtiyaç gibi bir ihtiyaçtı bu.
Yada kimsesizliğin nasıl bir şey olduğunu kimsesiz olduğunda artık yanında olmayacaklar düşüncesini geçtim, en ufak bir soru soracağı anda yokluklarını fark eden bir genç kızın sessiz çığlıklarındaki gibi bir ihtiyaçtı bu.
Yada bir çiçeğin güneşe duyduğu ihtiyaç gibiydi...
Güneş olmasa büyüyemez, yoluna devam edemez yaşayamazdı ama güneş ufacık bir fazlalık anında onu öldürür, ihtiyaç duyduğuna pişman ederdi.
Pişmanlık yaşatan bir ihtiyaçtı benimkisi de.
Can yakıyor, can alıyor, kimsesiz ve yalnız bırakıp öldürücü derecede bağlanmasını sağlıyordu. Kör kütük bir bağlanıştı bu.
Ben bir çiçektim, Deniz güneşti.
Ben bir çiçektim, Deniz tuzlu suydu.
Varlığına dua ederken aslında en büyük günahı işlediğimizin, işlediğinin ve işlediğimin farkında bile değildim.
Belki de tam tersiydik, Deniz çiçekti, ben güneş...
Ama şuna emindim ki limon ağaçlarının arasında gecenin kör karanlığında bir ışık huzmesiyle ayın üzerime değdiği yerde bile ihtiyacım vardı ona.
Gün ve gece.
Siyah, beyaz.
Aşk, nefret.
İyi, kötü.
Iyilik ve kötülük...
Zıttı, zıttık.
Buna rağmen damarlarımdaki kan onu isteyerek akıyordu, kalbim bu bedeni onu bulmak için terk etmek istiyordu. Hatta ruhum da bir o kadar bu isteğe karşı destek çıkıyor beni anında pisçe satıyordu.
Nasıl bunu yaparsın!
İçimden yükselen bastırmaya çalıştığım fısıltılar ağlayışımı ve çırpınışımı arttırıyordu. Yapmak zorundaydım, onu kendimden uzaklaştırmak onun iyiliği içindi çünkü yanında durdukça, korkup ona sarılıyor ve onu boğuyordum. Artık nefes alacak alanı bile kalmamıştı kendi yaşam alanında. Onu kurtarmaya bizi kurtarmaya çalışırken öldürüyordum. Elimin avuçlarımın arasında kaybediyordum.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...