Bölüm şarkısı : Conan gray - Generation Why
Üzgünüm beybisularım her şeyi tam anlatayım derken bölüm bayağı uzadı ve ben de istediğiniz bölümü diğer bölüme sarkıtmak zorunda kaldım. Ama emin olabilirsiniz güzel bir anlatılmış şekilde gelecek diğer bölüm. Şimdiiii yorum atmayanın inşallah bir Deniz'i olmaz diyorum ve nurdan kaçıyorum.
Damla_Ciftci hayalciirem @elcinwuffle1903 Pluvia22 size hediye ediyorum ve yorumları bekliyoreee.
°"Uyan!" kulaklarımda denilenler yankılanırken uykum çok vardı ve bileklerimle ayaklarımda ki sızıyı söylemiyordum bile."Lan uyansana." kalın bir erkek sesi daha da hırladığında gözlerimi açmaya çalıştım. "O nerde kaldı, hamile bir karıyı bela etti başımıza. Bak bir de sonuna yakın ha burda doğurursa karışmam."
Gözlerimi açtığımda bir iki dakika kendime gelmeyi bekledim. Ellerim ve ayaklarım bağlı sandalyede oturuyordum. "Günaydın prenses. Bir zahmet uyandın. Bir de kahvaltı getireyim mi?" dediğinde birden yanağıma tokat attı. Yüzüm sağa doğru savrulduğunda her şeyin farkına vardım ve göğsüm şiddetle inip kalkmaya başladı.
"Ulan orospu çocuğu, ben demedim mi saygılı davran diye." arkamdan birisi karanlık ortamda kimse belki olmazken geldi ve önümdeki adama yumruk attı. "İlla seni o topladığım yere geri mi göndermem gerek. İBNE!" Bu ses... Tanıdıktı.
Önümde yere serilen adam ayağa kalktı ve geri geri yürüyüp yüzünü yere eğerek ellerini kasıklarında bağladı. Her şey çok buğulu ve az gözüküyordu. Çünkü çok karanlıktı. "Si- siz kimsiniz." sesini tanıdığım adam ben konuşunca bir durdu ve sornra bana doğru dönüp baktı.
"Bazı kahramanlar kötü de olabilir öyle değil mi Mercan ?"
Dediğini anlamaya çalışsam da bu durumda idrak edemiyordum."Ne.. ne?" sinirlerim bozulmuş bir şekilde ağlamaya başlamıştım. "Bilmem belki bunu tanıyabilirsin." önümde eğildi ve cebinde bir şey çıkardı.
Ben karanlıkta yutkunurken tam kucağıma koyduğuna bakacak tim ki adamın suratına o an bir ışık düştü. Çok küçük bir ışık o an yüzünü tanımama yetmişti. Çizik kaşı, belirgin yüz hatları kahve rengi ve dalgalı saçları tam bir karakteristik görünüştü. Bu resmen beni o gün barda kurtaran kişiydi. O kokusu hoşuma gitmiş kişiydi.
Zar zor toparladığım sesimle "Sen!" diyebildim. "Evet ben, kahraman değil mi, sende uykulu güzel." burnumu çekerken yankılanan ses bir tek benim burnumu çekme sesimdi. "Beni, yani benle ne işin var? Ben neden buradayım." karnımda stresten ağrı başlamıştı, eğilip baktığımda karnıma ve sandalyeye dolanmış halatla baka kaldım. "Lütfen çok sıkı şunu biraz gevşet." dediğimde baktığım yere baktı. "Çok sıkı erken doğmasını istemiyorum! "
Elleri elbisenin sıyrıldığı tarafa üst bacaklarıma konduğunda şokla ona baktım. "Gidebilirsiniz." arkadaki adamlar bir komutuyla yanımızdan uzaklaşmaya başladı. "Ne? Ne yapıyorsun." dedim, diyebildim. Sesim kesik kesik geliyordu. Korkuyordum. İğreniyor, hiç bir şeyi anlamıyordum. Soğuk kanlılığımı korumaya çalışırken daha çok stres oluyordum.
"Deniz'e anlattın mı? Ne kadar da aptalım anlatsan burda olmazdın." güldü ve elleri karnıma kaydı. "Öyle bir şeyi öğrense seni yanından kafayı çekerken bile ayırmayacağını tahmin edebiliyorum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...