Bölüm şarkısı : Mirah - Special death
°
"Mercan bu ne?" gözlerimi yerden çekerek arkamı yavaşça döndüm. Aklıma bir şey gelmezken birden ellerimi boynuna dolayıp kendime çektim ve geri geriye yürüyüp aynaya yaslanarak onu öpmeye başladım.
Allahım sen affet nasıl susturuyorum.
Anında beni ittirerek yüzümü elleri arasına aldı. "Şey yani deniz bu önemli bir şey değil." ölüm kokan gözlerini gözlerimden ayırmazken eli belime kaydı ve alnını alnıma dayadı. "Mercan bana yalan söylüyorsun." dudağımı istemsizce ısırırken gözlerine bakıyordum. "Öp beni." diyerek utancım hiç aklıma bu durumda gelmezken soludum.
Gözleri benden çekilip aynaya baktığında yaklaşıp dudaklarıma dudaklarını bastırdı. Heyecandan ellerim titriyorken beni öpünce titreme durdu ve nefesim hızlandı. Gözlerimi kapatıp ona doğru daha da yaklaşırken karnım yüzünden aramızda mesafe kaldı.
Kendi kendime gülerek geri çekilirken unuttu diye sevinmiştim. Veya boş verdi..
"Mercan doğruyu söyle bitsin gitsin. Birisi seni rahatsız mı ediyor? Yoksa emre yavşağı falan mı? Onu zaten gözüm tutmamıştı." anında anlatmak zorunda olacağımı anladığım için derin nefes aldım. "Hayır öyle bir şey değil.." iki parmağını çeneme koyarken göz temasımızı kesmiyordu. "Güzelim söylesene o zaman bak zaten gözüm hep arkada kalıyor sana bir şey olacak diye. O yüzden aklımdan bin tane öldürme planı kurmadan anlatsan iyi olur yoksa kapıdaki güvenlik bile şüpheliler listesinde kafamda." gözlerimi kaçırarak belimdeki eline baktım ve ellerimle ellerini belimden aldım.
Elindeki damarlara bakıp "Geçen gün ben merdivenlerden düşmeden ve sen hastahaneye gelmeden önce ... " diyip parmağımı elinin üzerindeki en belirgin ve çıkık damara koyarak incelemeye başladım. "Birisi aynama bunu yazmıştı. Ben de ondan korkup düş-" gözlerindeki siniri taa buradan bile hissederken anında ellerimdeki elleri kaskatı kesildi.
Alnındaki damarı belli olurken yüzüne bakamıyordum. İşte bu yüzden söylemek istemiyordum.
Sonunda tepki verip ellerini saçlarına geçirerek arkasını döndü. "Sen nasıl bir şey yaptığının farkında mısın?" Canımı yakıyordu. Ellerim titrerken sesini yükselttiği için yerimde zıpladım. "Ulan sen kendini tehlikeye attın.. Bunca zamandır.. Lan kendini düşünmedin bebeği de mi düşünmedin!" gözlerimden pıtır pıtır yaşlar akarken "O bir tek senin bebeğin değil! Bana çok düşüncesiz mişim gibi davranmayı bırak!"
Kesilip duran nefesim yüzünden zor konuşurken gözlerini bana odaklamıştı. "Bu bebek sadece senin değil! Ayrıca bu - bu yüzden söylemedim.." ellerimle yüzünü işaret ederek aynadan çekildim."Ba- baksana aynadan kendine.. Nasıl canavarlaştığına bir bak!" karnımda bıçak saplanmış gibi acı oluşurken birden ikiye kıvrılır gibi öne eğildim.
Gözlerimi silerek bana gelişini ve karnımdaki acıyı umursamadım. "Ama umurunda değil dimi? Beni dinlemedin bile bağırıp çağırırken." ellerini karnıma koyup bana gelirken ittirdim. "Bak sana düzgünce anlattım. Bu benim suçum bile değil." gözlerimi kapatıp karnımı yumuşak yumuşak ovalamaya başladım.
Geçecekti bu ağrı. Sinirden olmuştu. Yani herhalde.. "Suçu sana da atamam nasıl bir tehlikede olduğumuzu bildiğim halde seni isteyen bendim, yani bunu kabul ettim. Ama sende suçu bana yükleme." arkamı dönüp sandalyeye yürürken kolumu tuttu. "Ya siktir et şimdi tehlikeyi, canın mı acıdı?"
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...