Bölüm şarkısı ¦ Coldplay- Another Arms ( Bir bölüme bu kadar mı cuk oturur yaa.)
°
Eve geldiğimizde midemden sesler geliyordu.
Tabiki de açlıktan değil çok yemekten..
Koruma valizleri en üst kata çıkarırken ben kendimi mutfağa attım. "Deniz gelirken.." Deniz merdivenlerden inerken tüh dedim. Artık inmişti benim çıkmam gerekliydi. Pijama istemek için.
Kafamı çevirip arkaya baktığımda üzeri çıplak altında siyah uzun eşofman altı vardı. Adonis kaslarına bakarken kaslarına tekrar dokunmak istedim. İkişer ikişer yukarıdan aşağıya olan kaslarından gözlerimi alamıyorum. Sanki Neydi benim içimdeki bu azgın şey. Aaa.
Deniz ağzımın suyu akarak ona bakarken gülüp yanıma uzandı ve kafasını kucağıma koydu. "Ne dedin bebeğim." seni dedim bebeğim. "Yo-yok bir şey ben de gidip geceliğimi giyeceğim. Sonra da kahve yaparım istiyor musun?" kekelemiştim sikeyim! "Olur. Türk kahvesi dimi." gözleri boncuk boncuk bana bakarken, usulca kafamı sallayarak kafasını kalktığım yere bıraktım.
Merdivenlerden çıkarken bacaklarımı birbirine sürterek sızıyı götürmeye çalıştım. Ağrı geçmişti ama bu sefer de içimden bir duygu belirtip bacak aramda istek dolu bir sızı oluşturuyordu.
Ne kadar da aptalım yaa. Kızım bir rahat dur değil mi.
Merdivenlerden çıkarken kendi odamı gördüm. Burası da artık boş kalacaktı. Yada misafir odası yapardım. Ama bu evde zaten birkaç tane vardı ki!
Belki de bebek odası?
3. Kata çıkarak denizin dolabını açtım. Valizler le uğraşmak istemiyordum. Dolabın içinde arkek kıyafetleriyle karşılaşınca yüzümü ekşittim. Hakikaten benim dolabım alt katta kalmıştı. Ben onu unuttummm.. Artık bu kata taşınmam gerekliydi.
Denizin tek, siyah beyaz gri ve açık kahve rengi harici olan petrol rengindeki tişörtünü üzerime giydim. Saçlarım denizden döndüğümüzde duş atarak ördüğüm için hala ıslaktı. Saçlarımı salıp omuzlarıma verdiği soğuk hisle gülümserken altımdan pantolonu çıkardım. Çok güzeldi iyiki almışım bu pantalonu.
Merdivenlerden inerken kesin karar vermiştim. Bebek odası yapacaktım orayı. Hatta bebek yapmasak bile yapacaktım. Elbet bir gün olurdu. Yapardık yani.. dimi?
Mutfağa girerken suratımda silemediğim gülücüğü deniz de görmüştü.
Çekmeceyi açıp cezveyi çıkardım ve tezgaha koydum. Kahve fincanlarını boyum kısa olduğu için uzanıp yukarıdan almaya çalıştım ama alamadım. Denizden istesem gülecekti.
O zaman baba evinden kalan şeyimi yaparak tezgaha çıkarım bende..
Tegaha çıkıp aldım ve geri indim. İki fincan suyu cezveye koydum üzerine de üç çay kaşığı şeker ekledim. Ocakta kaynarken karıştırdım ve üzerine son olarak kahveyi ekleyip kaşığı karıştırmadan lavaboya attım.
Köpüklü kahve için karıştırma!
Aklımda babamın sözü geldiğinde gülümseyerek ayağımın altını kaldırıp bacağıma koydum. Özlemiştim.
Arkamda denizin parfümü geldiğinde, arkama geldiğini anlamıştım. "Efendim deniz." belimden sarılarak beni ona doğru çevirdi ve tezgaha oturttu.
Ellerimi tezgaha yaslarken gözlerinde saf tutkuyu görebiliyordum. Bacak arama girerek kendini bana bastırdığında o tuhaf his tekrar ortaya çıkmıştı. "Özlemişim bu halini." diyerek bana baktığında elimle açılan tişörtü çekiştirmeye çalıştım. "Bende özledim.. Evimi.. Evimizi." dediğimde elini diz kapağıma koyup yavaşça yukarıya çıkardı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...