Hoş geldin yeni okuyucu!
Başta ne kadar da dram hikayesi gibi gözükse de buram buram bir aşk, aksiyon, tutku kokan, fantastiklik ve efsanevi bir sır barındıran garip ama etkileyici ve yeni bir hikayeyle karşına mutlulukla geldimmmm.
Çok heyecanlıyım alelacele olmasını istemiyorum ve bunun için çok uğraşıyorum. Eğer beğenirsen bunu bana çok görmeyip minik yıldıza dokun, olur mu?
Şimdi bu satıra başladığın zamanı yaz lütfen<3
Ve iyi okumalar...
Bölüm albümü:
I see red - Everybody loves an outlaw
Twenty one pilots - Chlorine
Sufle - pus
Model - Sarı kurdeleler
°
Kayalıklara çarpan su sesi ve kafamın içerisinde dolaşan düşünceler ile denize bakıyordum.Düşüncelerim zihnimi sanki bir tavan arasıymış gibi ağ örerek etkisi altına almış, toz içinde bir görüntüyle gizli sır perdeleri arkasında saklıyordu. Her ağ örülmüş kullanılmayan tavan aralarında saklı ve gizli bir şeyler olurdu bunu bilirdik ama ne olduğunu bilmezdik, gizemini yaratanda bu olurdu genellikle.
İşte bendeki de kalıplaşmış hatırlardı. Söküp atamadığım, yerine yenilerini koyamadığım, geride bir beni onlarla yalnız bıraktıkları, gün geçtikçe yaramın daha da kanamasına ve açılarak kapanmaz bir hal almasına sebep olan hatıralar.
Dışarıdan dinleyen, izleyen herhangi bir kişi için normal bir insanın hisleri olarak nitelendirilse de ben acı sebebim olan bu yere her gün geliyordum, kardeşim kaybolduktan ve annem intihar ettikten sonra her Allahın günü saatlerce oturup dalgalı denizi izliyor, o saatler içerisindeki denizin görüntüsünü flash belleğe aktarır gibi zihnime kaydediyordum.
Neden geliyorsun de acını tazeliyorsun diyebilirsiniz, ama onu da denedim. Ve kaçtıkça, o kötü anları toprağımın altına gömdükçe daha da zehirlendiğimi fark ettim.
Her şeye en baştan başlıyorum öyleyse.
Çok net hatırlıyorum ve asla unutamıyorum..
13 sene önce ben 5.sınıfa giderken, servisten indiğimde kopan çığlıklar yüzünden bir iki dakika ne olduğunu şaşırmış biçimde servisin gidişini izlemiştim. Bu olaylar olmadan çok lüx bir apartman dairesinde yaşardık o yüzden komşularımız vardı, üst kattaki Zafer amca tam bir manyaktı o yüzden bende sesin yine onlardan geldiğini düşünerek eve gitmiştim.
Ama bir sorun vardı.
Ses onlardan değil bizim evden geliyordu.
O zaman o küçücük ellerimle kapıya vurmuştum, korkudan tir tir titriyordum. Kapı açılmadı ve sesler daha da yükselmeye, yerini veryansınlara bıraktı. Bu sefer ayaklarımla tekme atarak hıçkıra hıçkıra ağlamaya başlamıştım. En sonunda kapı açılınca içeriye baktığımı hatırlıyordum, annem yerde elinde Murat'ın kabanıyla ağlıyordu. Babam kapıdan suratı kıpkırmızı bana bakıyordu.
Beni içeri soktu ve bana tek tek şunları söyledi. "Bak kızım kardeşin annenle deniz kenarında dolaşırken kaybolmuş. Ama sen korkma biz onu bulacağız. Tamam mı?"
Hiç bir şey söyleyemedim gözlerimden damlalar daha bir kara akmaya başladı. Göz yaşları siyaha boyanabilir miydi? Acı göz yaşının rengini katran rengine çevirebilir miydi? Bence olabilirdi, olmuştu işte.
Babama sarıldım.
Ve o günden beri hiç bırakmadım.
Fiziken.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...