Bölüm şarkısı ¦ Sofia stoesberg- crazy in love
Arkşlarrr wattpad kafayı yedi bu bölümü delirmeden yayınlayabildiğime dua ediyorum. Yazıları resimleri üst üste bindiriyor koyduğum resimleri kendi kendine siliyor. Kısacası ben yazdım o sildi. Şimdi derdimi döktüğüme göre iyi okumalar <3
°
Gözlerimi açtığımda oda kapkaranlıktı. Etrafa bakındım. Tekli koltuğun üzerine bir tane kocaman paket ve yanında da çiçekle bir torba vardı. Bunlar benim dünkü eşyalarım. Perdeler çekilmiş, teras kapısı acıktı. Önce ayağa kalkarak aynadan kendime baktım. Üzerimde yazlık şortlu pijama takımım vardı. Valla bu adam alıştı beni giydirmeye yazık.
Kendi kendime gülerek banyoya gittim. Ağzım yüzüm kaymış. Allahım yarabbim ne kadar da tatlış bir kızım ama sabahları yavrusu çalınmış dinazor gibi oluyorum bu tipe yaa?
Güldüm ve dün denizin lafı üzerine dışarı çıkarken makyaj yapmadığım için rahatça elimi yüzümü yıkadım. Anaaa dün bunlar bizi bulmuştu yaaa.
Hızlıca dişimi fırçaladın ve odadan çıkıp aşağıya indim. Hemen konuşup gönlünü alayım ki hastahaneye gideyim. Fjhdjejdjdjdusiieieie.
Ourma odasında sigarasını yakmış ayaklarını da uzatmış pencere bakıyordu. Koştum koştum ve kucağına atladım. Gönül almak için şirin olmak önemli.
Elini kalçama koydu ve bana bakmaya başladı. "Günaydın." gülümsedim ve sarılarak. "Günaydınnnn.. Bu arada valla artık pijamalarımı sen giydirir oldun. Özür dilerim." bir tebessüm oluşurken sigarasından bir nefes daha çekip kenardaki küllüğe bastı. "Napayım güzelim vicdanım el vermiyor. O saten vücuduna yapışan elbiseyle uyusaydın mutlaka yırtardın onu sen." aklına gelip belirttiği elbis e yırtılma macerama güldüm.
"Yani bana değil elbiseye mi acıyorsun?" dudaklarını birbirine bastırdı ve kafasını ehhh der gibi salladı. Dudağımı aşağıya sarkıttım. "Peki." ayağa kalkarken tekrar kolumdan tutup kucağına düşürdü. Bacaklarımı açarak beni çevirdi ve kucağına alıp ayağa kalktı. "Seninle hesaplaşmamız var hiç bir yere gidemezsin."
Merdivenlerden çıkarken içimden hasiktir diye geçirdim. "Ben hesaplaşma falan istemiyorum bütün hastahaneye gidicem bırak beni." omuzlarında ittirirken o beni daha da kendine bastırdı. "Kusura bakma dündne sonra seni hemen salamam." gözlerimi devirdim ve kollarımı boynuna doladım. Kaçış yok işte sıçtım resmen.
Beni yatağa oturtturdu ve o da ayakta bana bakmaya başladı. "Anlat." gözlerimi ondan çekip ellerime kaydırdım. "Ya valla ben eve gidelim dedim. Onlar illa yok olmaz diye beni oraya götürdüler. Telefonumu da alıp kapattılar." kıkırdamasını duyunca kafamı çevirip ona baktım. Yanıma oturdu ve elini yanağıma koyup okşamaya başladı.
"Yavrum sorun senin bara gitmiş olman değil. Bana sormamış olman da değil. Eğer o koruma seni tanımasaydı ne olucaktı? Ben sana kaç kere dedim tehlikeden diye. Yanına birini verirdim istediğin kadar eğlenirdin. " gözlerimi gözlerine çevirdiğimde baş parmağını dudağıma koyup sağa sola hareket ettirdi." Ya dediğim gibi çok acele ettirdiler telefonumu da aldıkları için öylece kaldı. "
Güldü ve gözlerini dudaklarımdan çekip birden ayağa kalktı." Tamam hadi giyin hastahaneye git." gözlerim şaşkınca ona baktı. Bu kadar mıydı.
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...