Birisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker.
Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...
Bölüm şarkısı ; Charles aznavour ; Parce que tu crois
°
Flashlar bize doğru patlarken herkes ayağa kalkmıştı. Nikah memuru mihrabın orada ki beyaz masanın arkasında, elinde kocaman, defter gibi bir şeyle bize bakıyordu.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Gözlerim istemsizce konuklara kaydığında takım elbiseli hiç tanımadığım bir adam dikkatimi çekti. Özellikle bana bakıyormuş gibi hissediyordum.
Gözlerimi ondan çekip karşıya çevirdim. Denizin kolundaki elimi azıcık sıktığımda o da bana destek olur gibi boğazını temizledi. Resmen sakın ol diyordu. Ama ben burada nasıl sakin olayım şuna bak. Kendi ayarladıklarımız hariç bin tane kamera var hem de magazin kamerası. Tanımadığım konukları saymıyorum bile.
Çok güzel çiçeklerle süslü masaya oturduğumuzda alkış gırla başladı. İkimizde gülümsedik ve ben masanın altından elini tuttum. Yanımıza da benim şahidim Aslı, denizin şahidi hakan oturdu. Ben onlara bakarken bir iki kere göz teması kurdular ve önlerine döndüler.
Karşıya da nikah memuru bir kadın geldi ve herkes sustu. Bir defteri açtı ve bana bakip gülümsedi. "Değerli konuklar mercan YILMAZER ve deniz ATASOY un nikah törenine hoş geldiniz." tekrar alkış koptuğunda sinirlerim iyice gerildi. "Mercan hanım ve Deniz bey İzmir nikah dairesine evlenmek üzere başvurdunuz. Yaptığımız incelemeye göre evliliğiniz için yasal bir engelinizin olmadığını tespit ettik."ellerim titremeye başlarken kadın iç rahatlatıcı bir şekilde gözlerime baktı ve gülümsedi "Bugün burada konukların ve şahitlerin huzurunda bu evlenme arzunuzu sözlü olarak beyan etmenizi istiyorum. Sayın mercan YILMAZER kendi özgür iradenizle, hiç kimsenin etkisi ve baskısı altında kalmadan sayın deniz ATASOYU ömür boyu eşliğe kabul ediyor musun? "
Herkes gülücük atarak bana bakarken ben de denize döndüm ve gözünün içine baktım. Sonra tekrar kadına dönüp derin nefes alarak "Eveeeeeğttt" herkes alkışladığında kadın bana söylediklerini denize de tekrar etti. Deniz bana baktı ve elini yanağıma koyarak bakıp "Evet." kadın gülümseyerek alkışları bekledi ve "Peki soralım bakalım şahitlerimiz kabul ediyor mu?"
ikisi de tabikide evet dedikten sonra kadın elindekini imzalayarak "Sayın deniz ve mercan bende Türk Medeni Kanununun bana vermiş olduğu yetkiye dayanarak sizleri karı koca ilan ediyorum." gülerek ikimiz de bize uzatılan şeyleri imzaladık. Defter şahitlere uzatıldığında ben de oturanlara göz attım. En önde nejat abinin eşi bana işaretle ayağına bas diyordu.
Güldüm ve ayağımı kaldırıp topuğu tam ayağına denk gelecek kadar koydum ve bastırdım. Dudaklarını birbirine batırıp gözlerini kapattı ve güldü. Herkes tekrar alkışladığında defter memurun önüne konuldu ve kadın bana evlilik cüzdanını uzatarak ayağa kalktı. "Tebrik ederim hayırlı olsun." gülümsedim ve elini sıktım. "Teşekkür ederim."
