52 / Beyhude

145 22 33
                                    

Bölüm şarkısı : Emir Can İğrek - Aşk yasal cinayet


Önümüzdeki bölümde hayırlısıyla... Neyse ya siz ne olacağını tahmin edebiliyorsunuzdur...
°

Ellerimle saçımı ensemde bastırarak zapt etmeye çalışıyorken üfledim. Şuan tam tamına ağlamak üzereydim, gözlerim dolmuştu bile. "Mercan?" banyodan çıkan Deniz'in sesini duyduğumda hızlıca karnımı kapatarak yataktan doğruldum. "Efendim."

Vücudundaki sular sicimle aşağıya inerken karnındaki adonis kaslarına bakamayacak durumda, ağlıyordum. "Ne oldu?" yanıma gelip oturduğunda elimden tuttu. "Deniz.." kekeme gibi kalmış hıçkırarak ağlıyordum. "Söyle güzel karım benim." bana ilk defa iltifat etmişti?!

Ağlamam daha da artarken "On - onlarla konuştum. Bana, bana tepki verdiler." hala elbisenin üzerinden bile olsa bebeğin elinin izini görebiliyordum. "Ne güzel işte, sen buna neden ağlıyorsun peki?" Bu aralar bana çok anlayışlı davranıyordu ki bu beni daha da üzüyordu. Sanki hak ettiği mutluluğu ona, onlara veremiyorum. "Çünkü..." dedim ve kaldım. "Bilmiyorum."

Gülerek bana biraz daha yaklaştığında elini elbisenin altından soktu ve yavaşça karnıma kaydırdı. "Ama güzelim sen mutlu olursan onlar mutlu olur, sen ağlarsan onlar üzülür bunu biliyorsun. Beyhude yani... " yeşil gözlerinde sulu gözlerimi kaybederken iç çekiyordum. Boş yere demekti beyhude.. "Bi- biliyorum"

Beni kendine çekti ve sarıldı. Baharatlı kokusu duş aldığı için daha da yoğun gelirken en derinlerime kadar çekerek yüzümü boynuna gömdüm. "O zaman, ağlamak yok moral bozmak yok. Hadi bak makyajını, saçını bukle bukle yapmamışsın ben 15 dakikaya hazır olacağım, geç kalmayalım sonra."

Boynuna öpücük kondurken gözlerimi sildim. "Evet haklısın." ensemde rastgele topladığım saçlarımdan lastiği çıkarıp bileğime taktımğımda içimde dalgalanan sakinlik bayrağı fezaya doğru yükselmişti.

"Kalk haklıysam.." yüzümü düzeltip burukça gülümseyerek kalktım ve elbiseyi çekiştirip banyoya gittim. Elimi yüzümü düzgünce yıkayıp usul adımlarla odaya geri döndüğümde gömleğini giyiyordu. "Şimdi iyi misin?"

Gözlerimi hızlıca bedeninde gezdirdim ve çekim gücüne aldırış etmeden makyaj masama oturdum. "Evet."

Kısa günümde Deniz'le sabah birlikte kahvaltı etmiştik ve ben, o duşa girerken gri fitili gibi parlak gümüş rengindeki elbisemi giymiştim. Tam gidip takılarımı takacaktım ki kendi kendime bebeklerle konuşmaya başlamıştım ve ağlama krizine girmiştim.

Yüzüme ilk önce matlaştırıcı bir baz sürdüm. Birkaç dakika emilmesini beklerken Deniz de arkamdan bana bakarak giyiniyordu, aynadan görmüştüm. Son düğmesini de ilikleyip siyah gömleğini siyah kumaş pantalonunun içine soktu ve üzerine yelek giydi. Ben onu izlediğimi belli etmeden izleyerek bb kremimi elime aldım ve biraz üzerine sıktım. Fazla çekici görünüyordu. Hem de istediği zaman. Bunun için uğraşıyor muydu?

Hiç bir fikrim yoktu!

Yavaşça dolabından siyah bir ceket aldı ve yatağa atarak bana baktı. Ben de bu sırada bb kremimi ve kapatıcıyı süngerimle güzelce yedirmiş pudralayarak sabitlemeye başlamıştım. "Ne takacağız?" diye sorduğunda yanıma geldi ve masanın üzerinden klasik kullandığım yasemin kokulu parfümümü aldı.

Düşüncelerim deniz dalgası olup zihnimi ele geçirirken "Bilmem, çeyrek?" diye mırıldandım. "Seni bilmem ama ben gelin tarafı olduğum için daha önce bir bileklik aldım ona." ince gümüş bir bilekliğin ortasında beş tane küçük safir taşı ve etrafında çok çok çok minik pırlantaları vardı. Kibar ama güzel, sade ama şıktı. Onun lacivert aşkını bildiğim için de her şey daha da içime sinmişti.

AbisHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin