Birisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker.
Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...
Kendimi takı takanlara göz devirmemek ve alın beni buradan diye bağırmamak için çok zor tutarken insanlar gelip çeyrek, yarım altın veya 200 lük takıyordu. Keşke böyle kutu gibi bir şey olsaydı da herkes girerken salona, o kutuya takacağı takısını bıraksaydı. Hem gösteriş gibi de olmamış olurdu. Gerçi biz takı merasimi de yapmayacaktık da neyse.
Birkaç takım elbiseli insan bana altın bileklik bile takmıştı. Sıra volkan abiye geldiğinde içimden hepsi senin yüzünden diyip güldüm. Eşi bir tane elinde kutuyla durduğunda volkan abi elini attı ve içinden koca bir kolye çıkardı.
Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.
Are you serious?
Wtf?
Abi arkamdan yaklaşırken ben de saçlarımı kaldırdım. Boynuma taktığı kolyenin soğukluğuyla içim bile titredi. Aslı yandan ağzı açık bana bakarken onun haline güldüm. Hayır yani ne gerek vardı ki? Kim bilir ne kadardır bu?
"Bir ömür mutluluklar çocuklar." ikimizi de öptü ve denize de tam altın taktı. Ehehehe benimki onunkinden fazla. Ehehehe.
Yaklaşık 50 dakika daha ayaklarım ağrıyana kadar ve 4 tane gri takıların iğnelendiği bezden değiştirene kadar bekledim. Deniz de bir o kadar değiştirmişti.
O değil de ben hala kolye de kaldım. O nasıl kolye öyle. Bir de kutunun içi daha dolu olduğu için aslıya vermişlerdi. Aman Allahım.
Sonunda pasta da dağıtıldığında herkes alkol kullanmaya başladı. Genç olanlar ortalığa çıkıp 1 saat boyunca oynadı. Artık ayaklarım ağırmıştı, topukluyu çıkarmak istiyordum ama asıl önemli olan bütün gece onun içerinde kalabilmektir değil mi?
Bu düşünceyle daha da gaza gelerek ellerimi kollarımı sallayarak tekrar oturduğum yerden kalktım. Şarkı biterken etrafımdaki insanlarla deli gibi zıplayarak şarkıyı söylüyorduk.
Gideceğim tek yer hava alanı, Bana lazım yeni yaşam alanı. Gözünün önünden uçup giderek, Nasıl söndürdüm bütün havanı?
Gözlerim denizi aradığı zaman insanların içinde yoktu. Gülümseyerek kalabalıktan çıktım. Etrafa bakınırken gözüme takıldı. Bir masada oturmuş cebindeki gülü çıkarmış ona bakıyordu. Şarkı biterken gülerek yanına gittim. Beni görebileceği kadar yakınına gittiğimde edisin dudak şarkısının melodisi çalmaya başladı.
Gözleri kayarak beni bulduğunda ben de gülerek şarkıyı söyledim.
Tatlım güzelsin dee Korkak bir halin var. Derdim biraz uyku, Sonrası rüyalar.
Hayır anlamadım neyin havası bu? Balkandan bile soğuk hava dalgası. Yanına yakışacak bir başkası yok mu?
