Bölüm şarkısı : İlyas Yalçıntaş - Lavinia
°
İçimdeki alevler kalbimi dağlayıp mideme ulaşırken küçük kuşum tamamen ölmüştü. Belki de gece olup kuşun rahatladığını zannettiğimiz zaman dilimi yeni bir yangın çıkıp onu tamamen öldürmeden önceki son kaçıştı. Belki de kaçıcak bir yeri yoktu zaten. Biz öyle zannetmiştik.
Şimdi gözlerimin önünde kalbimi adadığım adamın ölümü gerçekleşiyordu.
Kanımın içinden beynime kadar her hücremde kasırgalar gezerken ben ruhumu kaybetmiştim. Daha sonra ruhumu bulmak için armaya kaybettiğimde de içimdeki bütün gücü kaybetmiştim.
Bu kadar mıydı?
İkimizin zamanı buraya kadar mıydı?
Bizim zamanımız bu kadar mıydı?
Kulaklarımda kanımın akışını bile duyarken nabzım arşa çıkmıştı. Birileri bağırıyor konuşuyor bana dokunuyor ve hızlı olmamı söylüyordu. Ellerim titrerken gözlerimi duvardan çektim ve beynimi ikna etmek için denize bakmadan hakanın yarasını diktim.
Üzerine bir şeyler yapıp yaranın enfeksiyon kapmasını engelledim "Hakan tamam." kanlı ellerim vücudumla ruhumun başlattığı iç savaşı resmederken gördüklerim bu resmin boyası olmuştu. "Denizi getir." ben hiçbir şey demeden sadece önümdeki hakanı kaldırdıkları boş sedyeye bakarken Hasan, Akın, Burak, Ecem ve Aslı bağırarak bir şeyler konuyor kavga ediyorlardı.
Akın gayet rahat altındaki eşofmanının lastiğini daha da sıktı ve koyu gece mavisi tişörtünün kollarını yukarıya sıyırdı. "Size güvenende kabahat bir siki beceremediniz." Akın sinirden kanlanmış gözleriyle hasan bağırarak bakarken önüme denizi koydular.
Buradaki adamın deniz olduğunu düşünmemeye çalışarak soğuk kanlılığımı korudum ve siyah gömleğinin düğmelerini açmaya başladım." Akın ağzını yüzünü sikicem artık sus bi. Amına koyayım 11 kişi olmasalardı hallediyorduk. İlk başta 5 kişilerdi sonradan çoğaldılar." gözlerimi yarasında gezdirip tentirdiyot uyguladım ve elime hemostatik pens aldım.
Kenardan da bisturiyi alıp yaranın içine bakarken deniz birden ayıldı. Omzundaki yaraya bakıp birden bana baktığında başını geriye atarak" Siktir. Ben sizin yapacağını işin içini dışını sikeyim. " gözlerini kapatıp hareket etmediğinde mermiyi aradım ama küçük parçalar halinde dağılmıştı kanki yarada." Orospu çocukları. Beni getire getire mercana mı getirdiniz. Aklınızı cibiliyetinizi siktiğimin malları. "
Ettiği küfürleri umursamadan küçük parçaları tek tek pensle almaya başladım. "Deniz abi sakin ol saçmalama hastahaneye gitseydik de tutuklansa mıydın?" Deniz altımda inlerken son parçayı da aldım. Yarayı sterilize edip dikmeye başladığımda inlemesi kesilmişti. Uyumuştu herhalde. "Hakan canım ?"
Aslının hıçkırık sesleri odanın içinde yankılanırken uyandığını anlamıştım. "Aslı senin ne işin var? Burası benim klinik değil mi? Ahh." hakanın ayağa kalkmaya çalıştığını anladım. "Hareket etme daha çok acır, yat." denize bakmadan son kalan kısmı da halledip yarasını tekrar sterilize ettim ve tentirdiyot uyguladım. "Başka yok değil mi? Budalalar." elimdeki eldivenleri çıkarıp arkamdaki hasanla Burağa attım ve gözlerimi kapatıp yanaklarımı sisirerek derin bir nefes aldım.
Ellerim titrerken avuç içlerim deli gibi terlemişti. "Yenge bizim ne suçumuz var deniz istedi!" hasanın kalın sesi odanın duvarlarında yankılanırken arkamı dönüp dik dik baktım. "Tamam sustum."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...