Bölüm şarkısı ; Ersay Üner - nokta
°
Ellerimi yıkayıp enseme bastırdım.
Çok sıcaktı.
Vücudumun dengesi altüst olmuş bir an soğuktan donuyorken on dakika sonra alev alev yanıyordum. Sanki ateş parmak uçlarımdan girip kanıma karışarak bütün bedenimi ele geçiriyordu.
Buna sebep olan şeyler başlı başına hava şartları hariç her şeydi. Evet hava soğumuştu. Bir iki gün içerisinde resmen kış gelmişti. Ama benim bedenim hala yazın etkisinde takılı kalmıştı. En azından şuan..
Ellerim, sızlayan karnımda duruyorken aynaya bakıyordum. "Mercan iyi misin, bir sorun mu var?" paytak paytak yürüyerek kilidi açtım ve karşımda endişeyle bekleyen denize baktım. Bir an bile yanından ayrılmayayım istiyordu. "İyiyim." diyerek valize doğru uzanırken fermuarını çekerek ağzını kapattım. Otelden ve Yunanistandan ayrılma vakti gelmişti.
Eğilirken birden canım yandı ve inleyerek valizi yere bıraktım. "Off. Bir daha sana uyumayacağım daha hızlı diye diye bak kendine ne yaptın." gözlerim büyürken içimde yeller esip beni dün geceye götürdü. Haklıydı ona daha hızlı diye kızan bendim ama bunu hatırlatmasına ne gerek vardı. Ayrıca o da bunu demem için bekliyordu dün gece. "Ağrı kesici neredeydi yola çıkmadan içeyim bir tane daha." kafasını sallayarak komidini işaret etti.
Hapı ağzıma attığımda aynadan kendime baktım. Siyah body üzerime yapışarak hatlarımı belli ediyor göğüslerime idaha da belli ediyordu. Küçük bedenime göre iri göğüslerim vardı. İnsanlar bunu özellikle yaptırmak istese de bence güzel bir şey değil. Orantılı olmak daha güzel.
Elim siyah kareli kumaş pantalonun yapışarak bedenime verdiği his yüzünden bacaklarıma kayarken i̇yi ki denizden dönerken gidip soğuk hava için yeni giysiler aldık dedim. Zaten akşama doğru hava biraz daha soğumuştu kesin hasta bile olurdum yatta.
"Çıkalım mı hazırsan." kafamı sallayarak aynadan son bir kez bakıp arkama döndüm. "Bu şekilde stiletto giymek istemiyorum valizimden spor ayakkabı çıkaracağım iki dakika bekle." bana bakarken kafasını salladı ve telefonunu çıkarıp birini aradı. "Evet keke bana ne diye fahişesine para bırakmayan adama mesaj yazan kadın gibi yazıyorsun?" telefonla konuşurken valizden galoş geçirilmiş ayakkabımı çıkardım ve ayağıma giydim.
Herhangi bir yere bağdaş kurarak oturamıyorum, bacaklarımı gereğinden fazla açamıyorum. Zaten kaslarımda da ağrı var. Zevk çığlıkları atarken bu kadar kötü olacağımı düşünmemiştim.
"Tamam tarih belli oldu mu?" diye konuşmasına devam ederken kimle ne konuştuğunu merak ettiğimi belli etmemek için çok yavaş ayağa kalktım ve valizleri sürükleyerek odaya son bir kez bir şey unuttum diye bakıp kapıya yürüdüm. Arka cebimde ki telefonum çalarken gözlerimi devirdim.
Deniz arkamdan gelip ellerime buz gibi ellerini bastırarak valizleri aldı. "Mercan bana bırak. Sen bu durumda neden taşımaya kalktın ki." telefonu omzuyla kulağı arasındaykennbana bakıyordu. Kafamı hafifçe sallayarak önüme döndüm ve telefonumu cebimden çıkarıp peşinden yürümeye başladım. "Yok bir şey abi sen mercanı boş ver gayet iyi. Sen tarihten bahsediyordun ." karşıdaki kişinin beni sorduğunu anladığımda heyecanlandım. Ilayda mıydı?
Hakikaten ilayda neden bizimle gelmemişti.
Elimdkei telefon ikinci kez çalınca açtım.
"Efendim."
ŞİMDİ OKUDUĞUN
Abis
ActionBirisi yaşamı ve iyiliği avuçlarının içinde gizleyip dokunduklarına bulaştırırken, diğeri ölümü, çiçek yetiştirir gibi herkesin yaşamının en derinlerine, topraklarına eker. Onları karşılaştıran tek şey ruhlarında gizledikleri o minik çocukların ka...